bilgi@ekremkilavuz.com +90 530 324 91 41

I-   GİRİŞ

 

Eğitim,   günümüzde en pahalı yatırımların başında gelmektedir. Bireyler kendileri ya da   çocukları için eğitim harcaması yaparken, şirketler de neticede şirket kârını   maksimize etmek amacıyla da olsa çalışanları için eğitim harcaması   yapabilmektedir. Bu ikinci tür eğitim harcamaları genellikle meslekiçi eğitim   adıyla anılmaktadır ve şirketin faaliyet konusuyla ilgili olmaktadır.

 

Gerek bireyler   ve gerekse şirketler yapmış oldukları eğitim harcamalarını belirli şartlar   altında vergiye tâbi gelirlerinden indirebilmekte yani matrahlarını küçültmek   suretiyle vergi avantajına sahip olabilmektedirler. Aşağıda şirketlerin ya da   gelir vergisi mükelleflerinin hangi tür eğitim harcamalarını hangi şartlarda   indirim konusu yapabilecekleri açıklanmıştır.

 

 

 

II-   GELİR VERGİSİ KANUNU’NUN 89. MADDESİNE GÖRE EĞİTİM GİDERLERİNİN MATRAHTAN   İNDİRİMİ

 

193 sayılı Gelir   Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin 5281 sayılı Kanunla değişik ikinci bendine   göre gelir vergisi mükellefleri ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6.   maddesi gereği kurumlar vergisi mükellefleri, gelir ve kurumlar vergisi   matrahının tespitinde; beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de   yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel   kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi   ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim harcamalarını gelirlerinden   indirebilir.

 

A- İNDİRİMDEN   KİMLER FAYDALANABİLİR?

 

Gelir Vergisi   Kanunu’nun 89. maddesine göre eğitim ve sağlık giderlerini, vergi matrahlarının   tespitinde indirim konusu yapabilecek olanlar gelir vergisi beyannamesi veren   gelir vergisi mükellefleridir. Aynı Kanun’un 85. maddesine göre mükellefler,   ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç   ve iratları için bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler.   Beyanname verilmeyecek haller ise Kanun’un 86. maddesinde belirtilmiştir.  

 


Bu duruma göre, Kanun’da tanımlanan ‘beyanname   verilmeyecek haller’ dışındaki durumlarda beyanname vermek durumunda olan   tam ve dar mükellefler eğitim giderleri indiriminden faydalanabilecektir. Yani   uygulamadan sadece beyanname veren gelir vergisi mükellefleri faydalanabilmekte,   ücretliler ise eğitim giderlerini Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesi   kapsamında kazançlarından indirememektedirler.  

 

Beyan edilen   gelir türünün önemi olmayıp, eğitim harcamaları yasal sınıra kadar bütün kazanç   ve iratlardan indirilebilir. Ancak bir yıla ait olarak yapılan eğitim   harcamasının, gelirin yetersiz olması nedeniyle ilgili yılda tamamen   indirilememesi halinde, kalan tutarın izleyen yıllara ait gelirden düşülmesi   mümkün değildir(1).

 

B-  HANGİ   GİDERLER İNDİRİLEBİLİR?

 

Matrahın   tespitinde indirim konusu yapılabilecek giderler; mükellefin,

 

a- kendisi,

 

b- eşi ve

 

c- küçük   çocukları

 

ile ilgili   olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarıdır.

 

Maddede geçen   ‘küçük çocuklar‘ ifadesinin Gelir Vergisi Kanunu’nda tanımı yoktur. Bu   durumda genel hükümlere göre Medeni Kanun’a bakmak ve 18 yaşından küçük   çocukların eğitim giderlerinin indirim olarak dikkate alınabileceğini söylemek   yanlış olmayacaktır(2).

 

Bahse konu 89.   maddenin ikinci bendinde söz edilen eğitim harcamaları kavramının içerisine   hangi tür giderlerin gireceği ile ilgili bir düzenleme mevcut değildir. Ancak   ücretlilerde vergi iadesi uygulamasıyla ilgili mülga mükerrer 121. maddenin   uygulanmasıyla ilgili olarak yayımlanan 255 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel   Tebliği’ne göre;

 

a- Eğitim ve   öğretim kurumları, anaokulu, kreş ve dershanelere eğitim amacıyla yapılan   ödemeler,

 

b- Eğitim amaçlı   kurs ücretleri,

 

c- Okul servis   ücretleri,

 

d- Kitap ve   kırtasiye alımları için yapılan harcamalar,

 

e- Öğrencilerin   özel yurt ve pansiyonlarda kalmaları durumunda ödenen tutarlar

 

vergi indirimine   esas alınacaktır. Burada bahsedilen eğitim harcamalarının Gelir Vergisi   Kanunu’nun 89. maddesinin ikinci bendi uygulamasında da indirim konusu   yapılabilecek harcamalar olduğu söylenebilir.

 

Üniversitelere   yatırılan ücret ve öğretim harçlarının beyan edilen gelirden indirilebilmesi   için üniversitenin kurumlar vergisine tabi olması ve bu kurumlardan alınacak   fatura ile belgelendirilmesi gerekmektedir(3).

 

Eğitim amaçlı   olarak kullanılan internet hizmeti için yapılan harcamalar eğitim harcaması   olarak beyan edilen gelirden indirilebilir(4). Ancak, spor ve müzik kurslarına ödenen   ücretler, üniversite ve okullara giriş hazırlığıyla ilgili olanlar hariç gazete   ve dergi bedelleri, oyuncak, müzik aleti, CD ve disket bedelleri, tiyatro,   konser ve sinema giriş ücretleri, okul aile birliği ve benzeri derneklere   yapılan bağışlar, Türkiye’de vergi mükellefi olmayan vakıf üniversite ve   okullarına ödenen eğitim ücretleri, devlet okullarına ödenen harçlar(5) ile bilgisayar   alımına ilişkin olarak yapılan harcamalar eğitim harcaması olarak kabul   edilmemektedir(6).

 

C- İNDİRİMİN   ŞARTLARI

 

Kanun’da, gelir   vergisi matrahının tespitinde, eğitim ve sağlık harcamaları indiriminden   faydalanma şartları olarak şunlar sayılmıştır: Giderin,

 

a- Beyan edilen   gelirin(7) %   10’unu(8)   aşmaması,

 

b- Türkiye’de   yapılması,

 

c- Gelir veya   kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak   belgelerle tevsik edilmesi,

 

d- Mükellefin   kendisi, eşi ve çocukları tarafından yapılması ve satın alınan mal ve   hizmetlerin bunlar tarafından tüketilmesi(9).

 

İndirimden faydalanabilmek için bahse konu eğitim   giderlerinin Türkiye’de yapılması şarttır ve yapılan harcamanın gelir veya   kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak   belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir. Burada, hizmet alınan eğitim kurumunun   Türkiye’de tam ya da dar mükellef olması gerektiği açıktır. Fakat   ‘harcamaların Türkiye’de yapılması’ ibaresinden ne anlaşılması gerektiği   konusunda yapılan bir düzenleme mevcut değildir. Ancak bu konuda, Gelir Vergisi   Kanunu’nun 89. maddesinin ikinci bendi ile mülga mükerrer 121. madde   düzenlemelerinin paralelliği dikkate alınarak mükerrer 121. madde ile ilgili   olarak 255 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yapılan açıklamalar   dikkate alınabilir. Buna göre, yukarıda sayılan harcamaların vergi indirimine   konu olabilmesi için harcamaların Türkiye’de ve gelir veya kurumlar vergisine   tabi olan mükelleflerden yapılması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile vergi   indirimine konu olan harcamaların gelir veya kurumlar vergisine tabi olmayan   kişi veya kurumlardan yapılması halinde bu harcamalar, vergi indirimine konu   teşkil etmeyecektir. Benzer şekilde; serbest bölge, free-shop gibi gümrük dışı   sayılan yerlerde yapılan harcamalar(10) ile Kuzey Kıbrıs   Türk Cumhuriyeti’nde yapılan harcamalar indirime konu olamaz(11).

 

D- EĞİTİM KURUMU   KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAF İSE İNDİRİM MÜMKÜN MÜDÜR?

 

Kurumlar Vergisi   Kanunu’na veya kendi özel kanunlarında yer alan hükümlerde kurumlar vergisi   muafiyeti tanınan kurumlardan yapılan harcamalar, vergi indirimine konu harcama   olarak kabul edilmeyecektir. Sözgelimi, kurumlar vergisinden muaf olan   üniversitelerden alınan belgeler indirim için geçerli olmayacaktır. Öte yandan,   tüzel kişilikleri itibariyle kurumlar vergisi mükellefi olmayan dernek ve   vakıfların, kurumlar vergisi mükellefi olan iktisadi işletmelerinden sağlanan   vergi indirimine konu mal ve hizmetler için yapılan harcamalar vergi indirimine   konu olacaktır.

 

Bu açıklamalara   göre, harcamaların Türkiye dışında yapılması bakımından mal ve hizmet sunan   iktisadi birimlerin vergi kanunları uygulamasında tam veya dar mükellefiyet   esasında vergilendiriliyor olması önem arz etmeyecektir. Mesela; tam   mükellefiyete tabi bir eğitim kurumunun yurt dışında bulunan şubesinde yapılan   eğitim harcamaları bu kurumların Türkiye’deki merkezinden alınan belgelerle   tevsik edilse bile harcamalar yurt dışındaki ülkenin katma değerini   artırdığından indirim konusu yapılamayacaktır. Ancak, kanuni ve iş merkezi yurt   dışında bulunan kurumların Türkiye’de bulunan şubelerinde yapılan eğitim   harcamaları indirim konusu yapılabilecektir. Kanuni ve iş merkezi yurt dışında   bulunan kurumlar tarafından Türkiye’de açılan irtibat bürolarında verilen eğitim   hizmetleri karşılığında yapılan ödemelerin tevsik edilmesi ve irtibat bürosunun   kurumlar vergisi mükellefiyetinin bulunması durumunda bu harcamalar da indirim   konusu yapılabilecektir(12).

 

Öte yandan,   bedeli bankalar aracılığıyla transfer edilmek suretiyle dışardan posta ile veya   başka şekilde getirtilen kitaplara ilişkin giderlerin indirimden yararlanması   imkânsızdır(13). Aynı şekilde genel, katma ve özel bütçeli kurumlardan   yapılan eğitim, harcamaları bu kapsamda değerlendirilmeyecek ve bu harcamalar   vergi indirimine konu edilmeyecektir. Mal ve hizmetlerin alındığı gelir veya   kurumlar vergisi mükelleflerinin kazancının, kısmen veya tamamen vergiden   istisna edilmiş olmasının vergi indirimi uygulamasına etkisi yoktur.   Dolayısıyla, bu mükelleflerden yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin   harcamalar vergi indirimine konu olacaktır.

 

E- DEVLET YA DA   VAKIF ÜNİVERSİTELERİNE ÖDENEN EĞİTİM GİDERLERİ VE ÜNİVERSİTE HARÇLARI   İNDİRİLEBİLİR Mİ?

 

Üniversitelere   yatırılan ücret ve öğretim harçlarının beyan edilen gelirden indirilebilmesi   için üniversitenin kurumlar vergisine tabi olması ve bu kurumlardan alınacak   fatura ile belgelendirilmesi gerekmektedir.

 

Devlet   üniversiteleri kurumlar vergisi mükellefi değildirler ve temel olarak   parasızdırlar. Dolayısıyla devlet üniversitesinde öğrenim görenlerin   üniversiteye ödedikleri bir eğitim gideri bulunmamaktadır. Ancak, öğrenime katkı   payı anlayışı altında öğrencilerden ‘yıllık öğrenim harçları’ tahsil   edilmektedir. Tahsil edilen harçlar karşılığında devlet üniversitelerinin fatura   düzenlemeleri söz konusu olamayacağından, ödenen harçların kişilerin   gelirlerinden indirilebilmesi mümkün değildir.

 

Öte yandan vakıf   üniversiteleri de kurumlar vergisi mükellefi değildirler. Çünkü 2547 sayılı   Yüksek Öğretim Kanunu’nun 56. maddesinin ‘b’ bendinde; üniversiteler ve   yüksek teknoloji enstitülerinin genel bütçeye dâhil kamu kurum ve kuruluşlarına   tanınan malî muafiyetler, istisnalar ve diğer malî kolaylıklardan aynen   yararlanacakları belirtilmiştir. Aynı Kanun’un Ek 7. maddesine göre de   vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları, bu Kanun’un 56. maddesinde yer   alan malî kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade   ederler.

 

F- EĞİTİM   GİDERİNİN BELGELENDİRİLMESİ

 

Mükellefler,   eğitim giderleriyle ilgili vergi indiriminden faydalanabilmek için gelir veya   kurumlar vergisi mükelleflerinden alacakları

 

a- Fatura

 

b- Serbest   Meslek Makbuzu

 

c- Perakende   Satış Fişi

 

d- Ödeme   Kaydedici Cihazlara Ait Satış Fişi

 

ile   harcamalarını belgelendireceklerdir. Herhangi bir şekilde gelir vergisinin   konusuna giren kazanç ve irat elde etmeyen bu nedenle de gelir vergisi   mükellefiyeti bulunmayan şahıslardan ya da gelir vergisinden muaf olan   kişilerden alınan hizmet bedelleri belgelendirilse bile bu harcamaların indirim   konusu yapılması mümkün değildir(14). Beyannameye, matrahtan indirilen eğitim giderlerinin   müfredatını gösteren bir listenin eklenmesi gerekli ve yeterlidir. Harcama   belgelerini beyannameye eklemeye lüzum bulunmamakla birlikte, bunlar   istendiğinde yetkililere ibraz edilmek üzere zamanaşımı süresi doluncaya kadar   saklanmalıdır(15).

 

G- ZARAR   EDEN MÜKELLEF YAPMIŞ OLDUĞU EĞİTİM GİDERLERİNİ İNDİRİM KONUSU YAPABİLİR Mİ?

 

Yıllık gelir vergisi beyannamesi veren   mükelleflerin, indirilecek eğitim giderlerinin matrahlarının % 10’unu aşmayan   kısmını, beyannamelerinin ilgili satırında göstererek matrahtan indirmeleri ve   yıllık gelir vergisini kalan tutar üzerinden hesaplamaları icap eder. Ancak   yıllık beyanname ile beyan edilen bir gelir mevcut olduğu halde, gelir vergisi   matrahı oluşmazsa veya zarar beyan edilmesi durumunda eğitim harcamaları indirim   konusu yapılamayacaktır.

 

Mükellefin   kendisinin, eşinin ve çocuklarının ayrı ayrı beyanname vermesi durumunda   mükellefin kendisinin, eşinin veya küçük çocuklarının verdikleri beyannamede kâr   toplamının yeterli olmaması nedeniyle indirim konusu yapamadıkları eğitim ve   sağlık harcamalarına ilişkin indirimi diğer mükelleflerin (kâr beyanı çıkan eş   veya küçük çocuğun/çocukların) kâr beyanının bulunması durumunda bu   mükelleflerin vergiye tabi matrahlarından indirilmesi mümkün değildir. Bu   yönüyle bu bent hükmü uyarınca tanınan indirim mekanizması beyanname veren   şahıslara (mükelleflere) özgülenmiştir(16).

 

 

 

III- ÖĞRENCİLERE YAPILAN TAHSİL VE STAJ ÖDEMELERİ   MATRAHTAN İNDİRİLEBİLİR Mİ?

 

Gelir Vergisi   Kanunu’nu ikinci kısmının ‘Müteferrik İstisnalar‘ başlığını taşıyan   altıncı bölümünde yer alan 28. maddeye göre; tahsil ve tatbikat (öğrenim ve   staj) giderleri karşılığı olarak yapılan bazı ödemeler gelir vergisinden istisna   edilmiştir. Buna göre: resmi ve özel müesseseler ve şahıslar hesabına yabancı   memleketlerde tahsilde veya stajda bulunan öğrenci ve memurlara gider karşılığı   olarak verilen paralar(17) ile Türkiye’de tahsilde bulunan öğrenciye iaşe, ibate ve   tahsil gideri olarak ödenen paralar gelir vergisinden istisnadır. Ayrıca   öğrencilere tatbikat (staj) dolayısıyla öğretim müesseseleri veya tahsil   masraflarını üstlenenler tarafından verilen paralar da gelir vergisine tabi   değildir.

 

A- İNDİRİM KİMİN   HAKKI?

 

Madde hükmüne göre özetle, öğrenim ya da staj   yapan öğrenciye resmi daireler, özel kuruluşlar ya da şahıslar tarafından   öğrenim giderlerini (okul ücreti, yurt ücreti, yiyecek gideri, ulaşım gideri   vb.) karşılaması amacıyla ödenen burslar, geliri elde eden öğrenci açısından   vergiye tabi bir gelir olarak kabul edilmemektedir. Ancak, söz konusu maddede bu   ödemeleri yapan özel kuruluşlar ve şahıslar açısından, yapılan ödemelerin   indirim konusu yapılıp yapılamayacağı düzenlenmemiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nda   matrahtan indirim konusu yapılacak harcamalar sayma yoluyla açıklanmıştır.   Yukarıdaki maddeye göre yapılacak giderlerin indirim konusu yapılabileceğine   ilişkin açık bir düzenleme mevcut değildir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 89.   maddesinin ikinci ve beşinci bentlerinde belirtilen ve eğitim kuruluşlarına   yapılan bağışlar ya da eğitim giderleriyle ilgili indirimler ise aynı Kanun’un   28. maddesi kapsamında yapılan giderleri kapsamamaktadır.

 

B- KAÇ   ÖĞRENCİYE, TOPLAM NE KADAR BURS VERİLEBİLİR?

 

İşletmelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 28. maddesi   kapsamında eğitim ve staj giderlerini karşıladıkları öğrencilerle ilgili   yaptıkları harcamaları indirim konusu yapıp yapamayacağından başka, eğer   yapabilir ise kaç öğrenciye aynı anda burs verilebileceği, bu bursların kişi   başı ne kadarlık bir tutarla sınırlandırılacağı ya da toplam tutarının ne kadar   olabileceği konuları da madde metninde düzenlenmiş değildir.

 

Gerek gelişmiş ülke mevzuatlarında ve gerekse   ülkemizde eğitime sağlanan avantajlar düşünüldüğünde, öğrencilere burs veren   işletmelerin bu giderlerini vergi matrahlarından düşmemeleri isabetli bir   düşünce olamaz. Ancak, bu indirimlerin sınırsız olamayacağı da aşikârdır.  128   Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde(18)‘Gelir   Vergisi Kanunu’nun 28. maddesinin 1 ve 2 numaralı bentleri uyarınca, bu   bentlerde yazılı şartlarla vergiden müstesna tutulan tahsil ve tatbikat   ödemeleri ve bu meyanda burslar; gelecekte yapılacak hizmetler karşılığı teşkil   eden ücret ödemesi sayılmakta birlikte, söz konusu istisna hükmü gereğince gelir   vergisine tabi tutulmayacaktır.’   denilmiştir. Söz konusu Tebliğ’e göre, öğrencilere tahsil ve tatbikat nedeniyle   yapılan ödemeler istisna kapsamına girmekle beraber ücret olarak kabul   edildiğinden, safi kazancın tespiti için Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin   1 numaralı bendi uyarınca, genel giderler kapsamında işletmenin kazancından   gider olarak indirilecektir. Ancak indirim miktarının ne kadar olacağı açık   değildir. Bazı görüşlere göre indirime konu olabilecek verilecek burs miktarının   işin önemi ve genişliği ile orantılı olması şartı ileri   sürülmektedir(19).   Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir Özelge’de de(20), yapılan ödemenin   yeme ve yatma giderleri ile tahsil giderlerinin karşılanması amacına yönelik   bulunması gerektiği ifade edilmiştir(21). Maliye Bakanlığı   maddede bulunmayan bir sınırı ‘amaca yönelik’ olarak belirlemeye   çalışmıştır ancak bu belirlemede iki sorun vardır: Birincisi, yeme ve yatma   giderlerinin sübjektifliğidir. Öğrenci, bir yurtta kalabileceği gibi 5 yıldızlı   bir otelde de konaklayabilir. İkincisi, ‘mutad uygulamalar’ açısından   birinci sorun çözülse bile, bir şirketin kaç öğrenciye burs verebileceği   sorununa cevap verilememektedir.

 

Öte yandan   Maliye Bakanlığı verdiği özelgelerde kanunu lafzı ve ruhi itibariyle yorumlamak   yöntemiyle kanun metninde açıkça bulunmayan bazı şartlar öngörmüştür. Buna göre,   şirket sahibinin kendi çocuğuna yapacağı tahsil ve staj ödemelerini indirim   konusu yapabilmesi için çocuğun firmanın iş konusuyla ilgili bir alanda öğrenim   görmesi, firma ile öğrenci arasında burs karşılığı mecburi hizmet yükümlülüğü   sözleşmesinin bulunması ve firma sahibinin çocuğunun başkalarının da katılacağı   bir yarışma sınavı sonucunda burs almaya hak kazanmış olması gereklidir. Kısaca,   firma sahibinin kendi çocukları için yapacağı tahsil ve staj ödemelerine   herhangi bir ayrıcalık tanınmamış olup ancak genel hükümler çerçevesinde indirim   konusu yapmak mümkün olabilmektedir.

 

 

 

IV-   SONUÇ

 

Vergi   mevzuatımızda, eğitimin teşvik edilmesi amacıyla düzenlenmiş ve eğitim harcaması   yapanlara avantaj sağlayan pek çok düzenleme mevcuttur. Bunlardan birisi de   mükelleflerin, yaptıkları eğitim harcamalarının tıpkı ticari faaliyetlerini   yürütürken yapmak zorunda oldukları bir maliyet/gider unsuru gibi   değerlendirilerek vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılmasına izin   verilmesidir. Buna göre; gelir vergisi mükellefleri ve kurumlar vergisi   mükellefleri gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde; beyan edilen   gelirin % 10’unu aşmaması, Türkiye’de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi   mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik   edilmesi şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak   yapılan eğitim harcamalarını gelirlerinden indirebilir. Öte yandan Gelir Vergisi   Kanunu’nun 28. maddesine göre; öğrenim ve staj giderleri karşılığı olarak   yapılan bazı ödemeler de (şartları ve miktarı konusunda bazı belirsizlikler   olmakla birlikte) gelir vergisinden istisna edilmiştir.

 

 

 

Yazar:AhmetOZANSOY*

 

Yaklaşım / Eylül 2008 / Sayı:   189

 

 

*          E. Maliye Müfettişi

 

(1)        Recep BIYIK – Aydın KIRATLI,   Giderler ve İndirimler, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2006,   s.623

 

(2)        Recep BIYIK – Aydın KIRATLI,   Vergi Teşvikleri ve Korumaları, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2006,   s.646

 

(3)        MB.’nin, 07.01.2002 tarih ve 42/4214-1486/000835   sayılı; 23.01.1995 tarih ve 42-4214-25/3920 sayılı Özelgeleri.

 

(4)        BIYIK – KIRATLI, Giderler ve İndirimler,    s.620

 

(5)        Mehmet MAÇ, ‘Eğitim ve   Sağlık Giderleri İndirimi’, E-Yaklaşım Dergisi, Sayı: 20,   Mart-2005

 

              http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2005036350.htm,   28.08.2007.

 

(6)        MB.’nin, 26.02.2002 tarih ve   42/4214 -1491/8346 sayılı Özelgesi.

 

(7)        Beyan edilen gelirden   anlaşılması gereken, beyannamede gösterilecek safi kazanç tutarıdır.

 

(8)        Bu oran 5281 sayılı Kanun   öncesinde % 5 şeklinde idi. 5581 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle birlikte   01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere %5 oranı % 10’a   çıkartılmıştır.

 

(9)         Levent BAŞAK, ‘Yıllık   Beyanname İle Bildirilecek Gelirlerden İndirilebilecek Harcama Kalemi Olarak   Eğitim ve Sağlık Harcamaları’, Yaklaşım, Sayı: 133, Ocak 2004, s.157-   165

 

(10)      BIYIK –  KIRATLI, Vergi Teşvikleri ve   Korumaları, s.645

 

(11)      MAÇ, agm

 

(12)      BAŞAK, agm

 

(13)      MAÇ, agm

 

14)        BAŞAK, agm

 

(15)      MAÇ, agm

 

(16)      BAŞAK, agm

 

(17)      Ancak özel müesseseler tarafından yapılan ödemeler,   benzeri devlet öğrenci ve memurlarına verilen miktardan fazla olduğu takdirde,   aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur. Asli görev veya memuriyet   dolayısıyla alınan ücretler bu istisnaya dâhil değildir.

 

(18)       31.01.1981 tarihli Resmi Gazete’de   yayımlanmıştır.

 

(19)       Ramazan CENK, ‘Tahsil,   Tatbikat, Lisans, Staj, Burs ve Değişik Adlarla Öğrencilere Yapılan Ödemelerin   Gelir, Kurumlar ve SSK Karşısındaki Durumu’, E-Yaklaşım, Sayı:50, Eylül   2007

 

              http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2007099673.htm,   30.09.2007

 

(20)       MB.’nin, 23.05.2006 tarih ve   B.07. 1.GİB.0.03.43/4310- 11/038588 sayılı Özelgesi.

 

(21)      Şükrü KIZILOT, Danıştay   Kararları ve Özelgeler, Cilt 7, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2005