bilgi@ekremkilavuz.com +90 530 324 91 41

 I- GİRİŞ

Limited şirketler, esas sermayesi belirli olan ve bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşan ticaret şirketleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’na(1) göre esas sermaye payı, ortağın esas sermayeye katılımının asgari miktarını gösterir. Bu şirketlerde sermaye paylarının birbirine eşit olması zorunlu değildir ve itibari değerleri en az 25 TL veya bunun katları şeklinde olabilir. Ayrıca bir ortak birden fazla esas sermaye payına sahip olabilir.

Limited şirketlerde esas sermaye tüm işlemlere konu olabilir. Bu bağlamda esas sermaye payı; devredilebilir, bizzat şirket tarafından iktisap edilebilir, mirasla geçebilir, önerilmeye muhatap olmanın konusu haline gelebilir, ön alım, alım, geri alım haklarına ve işlemlerine tabi tutulabilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı kurulabilir, bağışlanabilir ve mal değişimine konu olabilir(2).

TTK’da limited şirketlerde sermaye payının devri, bazı şekil şartlarına bağlanmıştır. Pay devrinin geçerli olabilmesi ve hukuk âleminde sonuç doğurabilmesi için sermaye payının devrine ilişkin TTK’da öngörülen usul ve esaslara hassasiyetle riayet edilmesi gerekir. Aksi takdirde yapılan devir işlemi geçersiz (butlan) olur.

Bu çalışmada, limited şirketlerde sermaye payının devredilme usulü tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

II- LİMİTED ŞİRKET PAYININ DEVREDİLEBİLİRLİĞİ

Limited şirket sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa bu şirketlerde esas sermaye payı, TTK’da öngörülen usul ve esaslara uymak kaydıyla ortaklardan birine veya üçüncü bir kişiye devredilebilir. Dolayısıyla ortaklık payının devri, kanunen devredilebilir nitelikte bir haktır. Şirket ortağı, paylarının tamamını devredebileceği gibi bir kısmını da devredebilir. Payların bir kısmı devredildiği takdirde, devredilmeyen paylar için ortak, ortak olmaya devam eder ve ortaklık haklarını kullanabilir.

Ancak, limited şirketlerde sermaye payını devretme hakkı, vazgeçilemez haklardan değildir. Şirket sözleşmesiyle payın devri tamamen yasaklanabileceği gibi daha ağır şartlara bağlanarak güçleştirilebilir. Sermaye payının devir şartları, TTK’nın 595. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde yer alan şartlar, şirket sözleşmesiyle ağırlaştırılabilmekle beraber hafifletilemez. Yeri gelmişken belirtelim ki, sermaye payının devri halinde, limited şirket sözleşmesinde değişiklik yapılması gerekmez.

6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu(ETTK)’nda(3) yer alan “ortağın, koymayı taahhüt ettiği sermaye ayın ise payını şirketin kuruluşunu takip eden üç yıl içinde başkasına devredememesine” ilişkin yasağa TTK’da yer verilmemiştir. Dolayısıyla, sermaye olarak bir ayın konulmuş olsa dahi, herhangi bir süre sınırına tabi olmaksızın ilgili payın/payların sahibi, bu paylarını her zaman devredebilir.

III- ORTAKLIK PAYINI DEVİR USULÜ

A- DEVRİN YAZILI ŞEKİLDE YAPILMASI VE TARAFLARIN İMZALARININ NOTERCE ONANMASI

Limited şirketlerde pay devri için TTK’da resmi şekil şartı öngörülmüştür. Buna göre esas sermaye payının devrinin ve devir borcunu doğuran işlemlerin(4) yazılı şekilde yapılması ve ayrıca tarafların imzalarının noterce onanması zorunludur. Bu kapsamda tarafların pay devir sözleşmesini noter huzurunda imzalaması gerekmektedir. Madde gerekçesinde(5) imza onamasının, ispat yönünden gerekli olmasının yanında güvenliği sağladığı ve tarafları, devir ve özellikle ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri ve diğer sözleşmesel borçlar bakımından düşünmeye yöneltmek için uygun bir araç niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Pay devir sözleşmesinin tarafları ise devreden ve devir alandır.

Taraflar arasında yapılan devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri, rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara yer verilir. Sözleşme esas sermaye payının devrini açıkça içermelidir.

Öte yandan, limited şirketlerde esas sermaye, pay senetleri ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenlenebilmektedir (TTK md. 593/II). Ancak esas sermaye payını içeren nama yazılı senet çıkarılması, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamamaktadır. Eğer ki, esas sermaye pay senetleri nama yazılı şekilde düzenlenmişse bu durumda da devir yazılı olarak yapılır ve tarafların imzaları noterce onaylanır. Ayrıca nama yazılı senetler, payı devralana teslim edilir.

B- DEVİR İŞLEMİNİN ŞİRKETE BİLDİRİLMESİ

ETTK’dan farklı olarak TTK’da, pay devrinin şirkete bildirileceği hususu açıkça ifade edilmemiştir. Ancak, TTK md. 595/VII’de geçen “başvurudan itibaren” ibaresi, dolaylı olarak da olsa devrin şirkete bildirileceğini işaret etmektedir. Kaldı ki, şirketin pay devrini onaylayabilmesi için devir işleminin şirkete bildirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde limited şirket, devir işleminden haberdar olamayacak ve bu konuya ilişkin bir karar alamayacaktır. Devrin şirkete bildirilmesi için herhangi bir şekil şartı bulunmadığından bildirim sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Ancak, ispat bakımından bildirimin yazılı olarak yapılması ve imzaları noterce onaylı devir sözleşmesinin bildirime eklenmesi uygun olur.

TTK’da bildirimin kimin tarafından yapılacağı düzenlenmemekle birlikte söz konusu bildirim, payı devreden ortak veya payı devralacak kişi tarafından birlikte yapılabileceği gibi ayrı ayrı olarak da yapılabilir.

C- PAY DEVRİNİN GENEL KURULCA ONAYLANMASI

Pay devir sözleşmesi yazılı olarak yapıldıktan ve tarafların imzaları noterce onandıktan sonra genel kurulun, kural olarak pay devri için onay vermesi (devre muvafakat etmesi) şarttır (TTK md. 595/II). Devir bu onayla geçerli hale gelir. Ancak genel kurulun onayına ilişkin düzenleme emredici nitelikte değildir. Şirket sözleşmesinde, genel kurulun onayının aranmayacağı, devir ile birlikte geçişin gerçekleşeceği öngörülebilir. Zira anılan hükümde, “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır.” denilmektedir. Esas sermaye payının devrinde genel kurul onayının alınmayacağına ilişkin bir hükmün şirket sözleşmesinde yer alması halinde devir için genel kurulun onayı aranmaz.

Genel kurulun pay devrine onay verme yetkisi devredilemez niteliktedir. Genel kurul onay kararını şarta bağlı olarak alamaz. Söz konusu karar, olağan çoğunlukla (toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile) alınır (TTK md. 620). Bahsi geçen nisap, şirket sözleşmesi ile ağırlaştırılabilir, ancak hafifletilemez. Belirtelim ki, payını devreden ortak da genel kurulda ilgili kararın alınmasında oy kullanabilir. Bunun yanında genel kurul, pay devrine onay vermeyi reddedebilir. Genel kurulun onayı reddetmesi için sebep göstermesi gerekmez. Fakat şirket sözleşmesinde hangi hallerde izin verilmeyeceği öngörülebilir. Bununla birlikte genel kurul, onayı reddetme yetkisini keyfi ve dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanmaması gerekir.

Diğer taraftan, şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, şirketi korumak amacıyla devir alanın ödeme gücünün şüpheli olduğu hallerde genel kurul onayını güvence (teminat) verilmesine bağlayabilir. Genel kurul, güvencenin verilmemesi halinde şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile onayı reddedebilir. Bunun yanında, başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul pay devrini reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır. Bir başka ifadeyle, genel kurul başvuruyu üç ay içinde reddetmezse zımni olarak onay vermiş olur (TTK md. 595/VI-VII).

Öte yandan, şirket sözleşmesiyle sermaye payının devrinin yasaklanması mümkündür. Şirket sözleşmesinin devri yasaklaması veya genel kurulun onay vermeyi reddetmesi durumunda ise ortak, haklı sebeple şirketten çıkma hakkına sahiptir.

Ortaklık payı, noter tasdikli devir sözleşmesi ile devredilmiş olsa dahi genel kurulun kararına kadar pay devri askıdadır; devrin tamamlanması ancak genel kurul onayı ile olur. Devir ile birlikte, payını devreden ortağın tüm hak ve yükümlülükleri sona erer. Buna karşın, devrin genel kurul tarafından reddedilmesi halinde ise ortaklık payı devredilmemiş sayılır ve ortağın ortaklık sıfatı devam eder.

Son olarak belirtelim ki, limited şirketlerde müdür olarak atanabilmek için ortak olmak gerekmediğinden, pay devri sonucunda payını tamamen devreden ortak şirket müdürü ise ve müdürlüğünün sona erdirilmesi isteniyorsa genel kurul kararında bu durum belirtilmelidir. Aksi takdirde, paylarını devreden ortak, dışarıdan müdür olarak görev yapmaya devam edecektir.

D- DEVRİN PAY DEFTERİNE KAYDEDİLMESİ

Her limited şirket, esas sermaye paylarını içeren bir pay defteri tutar. Bu deftere; ortakların adları, adresleri, her ortağın sahip olduğu esas sermaye payının sayısı, esas sermaye paylarının devirleri ve geçişleri itibari değerleri, grupları ve esas sermaye payları üzerindeki intifa ve rehin hakları, sahiplerinin adları ve adresleri yazılır (TTK md. 594). Görüldüğü üzere, anılan hüküm uyarınca pay defterine yazılması gereken hususlardan birisi de “esas sermaye paylarının devirleri ve geçişleri”dir. Bu kapsamda, esas sermaye payının devri şirket müdürleri tarafından pay defterine kaydedilir. Ancak pay defterine kayıt, kurucu değil, bildirici (açıklayıcı) niteliktedir. Pay defterine kayıt şeffaflığı sağlar. Bir önceki bölümde belirtildiği üzere payın devri, pay defterine kaydedilmesiyle değil, devrin genel kurul tarafından onaylanması ile gerçekleşir.

E- DEVİR İŞLEMİNİN TESCİL VE İLANI

Payı devredenin ve üçüncü kişinin korunması bakımından TTK, pay devrinin ticaret siciline tescilini öngörmüştür. Tescil başvurusu, şirket müdürleri tarafından yapılır. Başvurunun 30 gün içinde yapılmaması halinde ise payını devreden ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir. Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur (TTKmd. 598).

Tescil talebi kapsamında, tarafların imzaları noter onaylı pay devir sözleşmesi ve şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse esas sermaye payının devrini onaylayan genel kurul kararı ticaret sicili müdürlüğüne verilir.

Diğer taraftan, TTK’nın 33. maddesine göre, tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süre içinde tescili istenmemiş olan bir hususu haber alan sicil müdürü, tescil için ilgililere süre verir. Bu süre içerisinde tescil isteminde bulunmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi, sicil müdürünün teklifi üzerine mahallin en büyük mülki amiri tarafından 1.000 TL (2016 yılı için 1.301 TL) idari para cezasıyla cezalandırılır. Dolayısıyla pay devrinin süresi içinde tescilinin istenmemesi ve sicil müdürü tarafından verilen süre içinde tescil isteminde bulunulmaması halinde ilgililer söz konusu cezayla karşı karşıya kalabilecektir.

IV- SONUÇ

Limited şirketlerde esas sermaye payının tamamı veya bir kısmı, şirket sözleşmesi ile yasaklanmamışsa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen usul ve esaslara uymak kaydıyla, ortaklardan birine veya üçüncü bir kişiye serbestçe devredilebilir. Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, pay devrinin genel kurul tarafından onanması zorunludur. Başvurudan itibaren üç ay içinde reddetmediği takdirde genel kurul onayı vermiş sayılır. Devir işlemi, genel kurulun onayıyla geçerli hale gelir. Devirde bedel payı, devralan tarafından ödenir ve miktarı devralan ve devreden arasında serbestçe belirlenir.

Genel kurulun kararı sonrasında esas sermaye payının devri, şirket müdürü/müdürleri tarafından pay defterine kaydedilir. Ancak pay defterine kayıt, kurucu değil, bildirici (açıklayıcı) niteliktedir. Pay devri ayrıca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması halinde ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir.

Payın devredilmesiyle birlikte, devreden ortağın limited şirketle ilişkisi, ortaklığı ve ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlükleri sona erer. Ancak kamu borçlarından sorumlulukta durum farklıdır. Nitekim 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca, limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağından sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumludurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde ise payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden aynı şekilde müteselsilen sorumlu olmaktadır. Dolayısıyla, sermaye payının devrinde söz konusu hususun göz önünde bulundurulması ilgili kişilerin menfaatine olacaktır.

 Yazar: Mustafa YAVUZ*

 

Yaklaşım / Kasım 2016 / Sayı: 287

*           Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi

(1)         14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2)         Ünal TEKİNALP, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013, s. 479

(3)         6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu (ETTK), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1533. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.

(4)         Devir borcunu doğuran işlem, bir sözleşme veya tek taraflı bir işlem, örneğin taahhütname olabilir; bu taahhütname de aynı şekle tabidir (Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, Ankara 2013, s. 723).

 

(5)         Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Adalet Komis­yonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı: 96