bilgi@ekremkilavuz.com +90 530 324 91 41
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
 

 

 

TARİH : 08.03.2012
SAYI : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-913
KONU : Tasfiyesi devam etmekte olan şirketin karşılık ayırmak suretiyle bankada bulunan parasını ortaklara dağıtması hk.

İLGİ: …

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin tasfiye işleminin devam ettiği, devam eden bir dava nedeniyle tasfiyenin sonlandırılamadığı belirtilerek, tasfiyeyi kapatmadan varolan yükümlülükler için karşılık ayırmak şartıyla ortaklara pay dağıtımı yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı KVK.nun ‘Tasfiye’ başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasında her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan maddenin dördüncü fıkrasında ise tasfiye halindeki kurumların vergi matrahının tasfiye karı olduğu, tasfiye karının da tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu fark olduğu, tasfiye karı hesaplanırken; ortaklara veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemelerin tasfiyenin sonundaki servet değerine ekleneceği; yedinci fıkrasında da; tasfiye memurlarının, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 207. maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanun’un 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamayacağı, aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu oldukları hüküm altına alınmıştır.

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin ’17. Tasfiye’ başlıklı bölümünde de konu ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş olup ‘17.4. Tasfiye karı’ başlıklı alt bölümde, hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum sahibine iade olunan iktisadi kıymetlerin değerleri dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla KVK.nun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine göre belirleneceği açıklaması yapılmıştır.

Aynı bölümün ‘17.6. Tasfiye memurlarının sorumluluğu’ başlıklı alt bölümünde de, Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 207. maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanun’un 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamayacakları aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olacakları vurgulanmıştır.

Diğer taraftan, 193 sayılı GVK.nun 94. maddesinin 6/b-i bendinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara dağıtılan, 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz) (2009/14592 sayılı BKK ile 03.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere) % 15 oranında vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, tasfiyesi devam eden şirketinizce nakden veya hesaben yapılan kar payı ödemelerinden GVK.nun 94. maddesinin 6/b-i bendine göre % 15 oranında tevkifat yapılacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.