Teslim veya hizmete ilişkin faturanın düzenlenerek taraflarca imzalanması teslimin gerçekleştiği anlamına gelmektedir. Ancak son zamanlarda alıcı firmalar çeşitli gerekçelerle bu faturaları satıcı firmaya geri vererek yapılan işlemin iptalini istemekte ve iade faturası kesilmek istenilmemektedir.
Bu yazımızda konuya ilişkin V.U.K. ve K.D.V. Kanunu ile Genel Tebliğleri incelenerek açıklanmaya çalışılmıştır.
TESLİM
Teslim, Kanunun 2. maddesinde geniş bir şekilde tanımlanmıştır. Buna göre teslim, bir mal üzerindeki tasarruf etme hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya onun adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına yetkili olanların gösterdiği yere veya kişilere tevdii de teslim hükmündedir. Ayrıca malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci ile sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimi sayılmıştır. Bu nedenle;
1. Teslim, mal üzerindeki tasarruf etme yani mülkiyet hakkının başkasına devredilmesi olduğundan bir malın ariyeten veya ödünç olarak verilmesi teslim sayılmayacaktır.
2. Teslim fiilinin tamamlanması için malın gönderildiği yere mutlaka varması, bu gönderme veya teslimden alıcının haberdar olması da şart değildir. Alıcının bilgisi dışında dahi olsa, malın alıcı adına hareket eden bir kişiye, mesela alıcının memuru veya vekiline veya gönderilmek üzere nakliyeci veya sürücüye tevdii halinde de teslim gerçekleşmiş sayılacaktır.
TESLİM SAYILAN HALLER
Teslim konusundaki tereddütleri gidermek amacıyla Kanunun 3. maddesinde bazı özel hallerin de teslim sayılacağı konusu hükme bağlanmıştır.
Maddenin (c) bendinde mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devri hali de teslim sayılmıştır. Mülkiyeti muhafaza şeklinde yapılan satışlarda alıcıya teslim edilen taşınır malın mülkiyeti satıcının üzerinde bırakılmaktadır. Malın zilyetliğinin devredildiği, ancak mülkiyet naklinin daha sonra gerçekleştirildiği bu tür satışlarda vergileme için genel teslim tanımındaki esaslara göre mülkiyetin devrini beklemek, verginin uzun süre alınmaması gibi bir sonuç doğuracaktır. Bu nedenle mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan satışlarda zilyetliğin devri anında teslim, dolayısıyla vergiyi doğuran olay meydana gelmiş sayılacaktır.
VERGİYİ DOĞURAN OLAY
VUK’nun 19.Maddesinde, vergiyi doğuran olayın tanımı şu şekilde yapılmıştır: ‘Vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar.’ Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, bir vergi alacağından söz edebilmek için; bu vergi alacağına ilişkin olayın meydana gelmesi ya da hukuki işlemin tamamlanmış olması gerekmektedir.
KDVK’nun 10.Maddesinde vergiyi doğuran olayın hukuki koşulları vergiye tabi işlemlerin özelliklerine göre ayrı ayrı tayin ve tespit olunmuştur. İlgili maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde, vergiyi doğuran olayın genel kuralı hükme bağlanmıştır. Buna göre, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde vergiyi doğuran olay, malın teslimi veya hizmetin yapılması anında meydana gelmektedir.
KDVK’nun 10.Maddesine göre satıcının görevini yerine getirip edip malın mülkiyetinin alıcıya geçmesi satışa ilişkin KDV’nin doğması anlamına gelir. Başka bir ifadeyle, teslim olayında ana unsur, mal üzerindeki mülkiyet hakkının devredilmesidir. Mülkiyetin devri söz konusu değilse, teslim olayından bahsedilemez.
Diğer taraftan, KDVK’nun 10/b maddesinde; Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi hali, fiziki bir teslim söz konusu olmadığı halde vergiyi doğuran olay olarak kabul edilmiştir.
Bu hüküm ile, malın fiilen tesliminden önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, verginin geciktirilmemesi ve güvenlik altına alınması amacıyla vergiyi doğuran olayın, söz konusu belgelerin düzenlendiği anda belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olarak meydana geldiği kabul edilmektedir.
KDV’nin işlemin yapılması ile doğması kuralının önemli istisnalarından biri olan bu hükmün konulmasının diğer bir nedeni ise fatura veya benzeri belgeyi alan karşı tarafın bu belgeye dayanarak KDV indirimi yapacak olmasıdır.
İleri bir tarihte teslim edilecek mal karşılığında, satış bedeline mahsuben alınan bedel avansdır. Avanslarda KDV açısından vergiyi doğuran olay olmaz. Çünkü avans bedeli, gerçekleştirilmiş bir teslimin karşılığını oluşturmamaktadır. Ayrıca avans makbuzu ‘fatura veya benzeri belge’ kapsamına girmemektedir. KDV, malın teslimi anında doğar. Bunun tek istisnası yukarıda da bahsedildiği üzere teslimden önce fatura veya benzeri belge düzenlenmesidir.
Diğer taraftan, 173 Sıra No’lu VUKGT’nin C/1-c Bölümünde yapılan açıklamalara göre; Satılan mallara ilişkin faturaların malın tesliminden önce düzenlendiği ve malın daha sonra sevkedildiği durumlarda, faturayı düzenleyenler faturada malın daha sonra sevk edileceğini belirteceklerdir. Faturada bulunması gereken malın teslim tarihi ve irsaliye numarası ise malın tesliminden sonra alıcı ve satıcı kendilerinde kalan sevk irsaliyesinden faydalanarak faturaya şerh verecekler, fatura ve sevk irsaliyesi arasındaki uyumu sağlayacaklardır.
KDVK’nun 10/c maddesinde Kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması önceden belli olan veya bu hususlarda anlaşma sağlanan hallerde ise her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olayın meydana geldiği hüküm altına alınmıştır.
VUK’nun 231.Maddesinin 5 numaralı bendine göre; ‘Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami Yedi Gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır’ hükmüne haizdir.
Bu hükme göre; Faturanın düzenlenmesi mecburiyeti, malın teslimine veya hizmetin ifasına bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle; Faturanın düzenlenmesi, ödemeye bağlı olmayıp teslime bağlı olduğundan, malın teslimi veya hizmetin ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı andan itibaren Yedi Günlük süre içerisinde faturanın düzenlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi KDV, malın teslimi anında hatta fiziki bir teslim söz konusu olmasa dahi fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi halinde doğar. Burada fatura veya benzer belgelerin düzenlenmesi ve hem alıcı hem de satıcı tarafından imzalanmış olması teslimin gerçekleştiği yani vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu anlamına gelmektedir. Bizce bu işlemin iptali ise ancak iade faturası kesilerek gerçekleştirilmelidir. Düzenlenen faturanın iptal işlemi ancak faturanın taraflarca imzalanmamış olması halinde mümkündür.
Burhan Eray
S.M.M.M.