Yazar:AhmetOZANSOY*
Yaklaşım / Şubat 2009 / Sayı: 194
I- GİRİŞ
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 1. maddesinde ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisine (KDV) tâbidir.
KDV Kanunu’nun 2. maddesinde teslim, ‘bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi’ olarak; aynı Kanun’un 4. maddesinde ise hizmet, ‘teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir. Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebilir.’şeklinde tanımlanmıştır.
Buna göre kural olarak;
1- Özel mülk mahiyetindeki konutların ve dükkânların herhangi bir ticari mahiyet taşımayan arızi teslimleri KDV’nin konusuna girmediğinden vergiye tâbi değildir.
2- Ticari nitelik taşıyan konut ve dükkân teslimleri KDV’ye tâbidir.
II- İSTİSNALAR
A- SÜREKLİ İSTİSNALAR
1- KDV Kanunu Madde 17/4-k: Konut Yapı Kooperatiflerinin Üyelerine Konut Teslimleri
KDV Kanunu’nun ‘Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar’ başlığını taşıyan 17. maddesinin 4-k bendine göre; konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri KDV’den istisnadır. Bu istisna 4369 sayılı Kanunla 01.08.1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere getirilmiştir. Buna göre; konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yaptıkları her türlü konut teslimi, büyüklüğüne ya da niteliklerine bakılmaksızın KDV’den istisnadır. İstisnanın başladığı 01.08.1998 tarihinden sonra kurulan ve vergiye tabi başka işlemleri bulunmayan konut yapı kooperatiflerinin mükellefiyet tesis ettirmelerine ve beyanname vermelerine gerek bulunmamaktadır(1).
2- KDV Kanunu Madde 17/4-r: Kurum Aktiflerinde 2 (İki) Tam Yıl Kayıtlı Bulunan Taşınmazların Satışı
KDV Kanunu’nun 17/4. maddesine 01.01.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 5281 sayılı Kanunla eklenen (r) bendine göre;
a- Kurumların aktifinde veya
b- Belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde
en az 2 (iki) tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile
c- Bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmazların (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dâhil) bankalara devir ve teslimleri
KDV’den istisnadır. Bu istisna, satış yoluyla gerçekleştirilen devir ve teslimlerde uygulanacak; bağış, hibe şeklindeki devir ve teslimlerde uygulanmayacaktır(2).
İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkullerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır.
Konuyla ilgili dikkat edilmesi gereken bir husus, bu istisnadan sadece kurumlar vergisi mükelleflerinin yararlanabilecek olmasıdır. Başka bir deyişle, bilanço esasına tâbi gelir vergisi mükelleflerinin aktifinde 2 (iki) tam yıl süreyle kayıtlı bulunan gayrimenkullerin satışı KDV’ye tâbidir. Çünkü Yasa, sadece kurumlar vergisi mükelleflerine bu imkânı sağlamıştır. Bunun yanında, dernek ve vakıflara ait taşınmazlar ile müzayede yoluyla yapılan taşınmaz mal satışları da bu kapsama girmemektedir(3).
3- KDV Kanunu Madde 17/4-ş: Konut Finansman Sistemi Kapsamındaki Konut Teslimleri
KDV Kanunu’nun ‘Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar’ başlığını taşıyan 17. maddesinin 4-ş bendine göre; 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A maddesinde tanımlanan konut finansmanı(4) amacıyla teminat gösterilen veya ipotek konulan konutun,
a- Konut Finansman Kuruluşları(5),
b- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı,
c- İpotek Finansmanı Kuruluşları(6) ya da
d- Üçüncü kişilere teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışlar dâhil)
ile bu şekilde alınan konutun,
a- Konut Finansman Kuruluşları,
b- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı veya
c- İpotek Finansmanı Kuruluşları
tarafından teslimi (müzayede mahallinde yapılan satışı dâhil) KDV’den istisnadır.
İncelenmesinden de fark edileceği üzere, madde hükmünde iki istisna düzenlemesi bulunmaktadır. Bunlar;
1- Konut finansmanı sistemi kapsamında verilen konut kredisi nedeniyle teminat gösterilen veya ipotek konulan konutların maddede belirtilenlere teslimi ve
2- Aynı konutların maddede belirtilen kuruluşlarca satışıdır.
Her iki işlem de, istisna düzenlemesi nedeniyle KDV’den arındırılmaktadır(7)
B- GEÇİCİ İSTİSNALAR
1- KDV Kanunu Geçici Madde 8 ve Geçici Madde 9
KDV Kanunu’nun geçici 8 ve geçici 9. maddelerinde düzenlenen istisnanın süresi 31.12.1997 tarihinde dolmuştur.
2- KDVK Geçici Madde 15
KDV Kanunu’na 4369 sayılı Kanunla eklenen geçici 15. maddeye göre; 29.07.1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak;
a- Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri,
b- Sadece 150 m2‘yi aşmayan konutlara münhasır olmak üzere kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan inşaat taahhüt işleri
KDV’den müstesnadır.
29.07.1998 tarihinden önce inşaat ruhsatı alan inşaatların normal şartlarda bugüne kadar bitmiş olması gerekeceğinden bu maddenin de uygulaması büyük ölçüde bitmiştir.
III- İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KDV ORANLARI VE UYGULAMASI
A- ORANLAR
1- %1 Oranında KDV’ye Tâbi Teslimler
17.07.2002 tarihli 2002/4480 sayılı Kararname’nin Eki Karar’da yer alan I Sayılı Listenin 11, 12 ve 13. maddelerine göre;
a- Net alanı 150 m2‘ye kadar konut teslimleri
b- Belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların % 51 veya daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal tesisler için ayrılan bölümler dahil) net alanı 150 m2‘nin altındaki konutlara isabet eden kısmı,
c- Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri
d- Kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan sadece net alanı 150 m2‘ye kadar konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri
% 1 oranında KDV’ye tâbidir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; bir iktisadi işletmeye dâhil olan veya konut alım-satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürenlerce yapılan teslimlerin KDV’ye tâbi olduğu, gerçek usulde KDV mükellefiyeti bulunmayanlar tarafından doğrudan yapılan veya iktisadi bir işletmeye tâbi olmayan konut teslimlerinin KDV’ye tâbi olmadığıdır(8).
2- %18 Oranında KDV’ye Tâbi Teslimler
İndirimli oranın dışında kalan;
a- Net alanı 150 m2‘den büyük konut teslimleri
b- Belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların % 51 veya daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal tesisler için ayrılan bölümler dahil) net alanı 150 m2‘nin üstündeki konutlara isabet eden kısmı ile ticari mahiyetteki diğer tüm arsa teslimleri
c- Konut yapı kooperatiflerine yapılanlar hariç inşaat taahhüt işleri,
d- Kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan sadece net alanı 150 m2‘den büyük konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri ile diğer kişi ve kuruluşlara yapılan ticari mahiyetteki her türlü inşaat taahhüt işleri
% 18 oranında KDV’ye tâbidir.
B- ORANA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
1- Net Alan Tanımı
Net alanın herkes tarafından aynı standartlarla belirlenmesine ilişkin olarak yayımlanan 9 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’ne(9) göre, 150 m² net alanın hesabında, müstakil olarak kullanılacak her bir bina, kat ve bağımsız bölüm ayrı ayrı dikkate alınacaktır. KDV Kanunu’nun uygulanmasında ‘net alan’ deyiminden, faydalı alan anlaşılacaktır. Faydalı alandan maksat ise, konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alandır. İnşaatlarda faydalı alan kapsamına giren ve girmeyen yerler 30 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(10) geniş olarak açıklanmıştır. Plan ve proje gereği konut dışında bir amaçla kullanılacak bölümleri de ihtiva eden inşaatlarda indirimli oran, sadece konut olarak kullanılacak olan bölümlere uygulanacaktır(11).
2- İnşaat Taahhüt İşlerinde İndirimli Oran Uygulamasının Şartları
38 Sıra No.lu KDV Sirküleri’nde(12)yapılan açıklamalara göre, konut yapı kooperatiflerine yapılacak inşaat taahhüt işlerinin katma değer vergisinden istisna olabilmesi veya bu işler için indirimli oranda katma değer vergisi uygulanabilmesi için;
– Kooperatifin konut yapı kooperatifi olması,
– İşin konut yapı kooperatifine yapılması,
– Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması
gerekmektedir.
Kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ile belediyelere yapılan inşaat taahhüt işlerine ilişkin istisnanın ya da duruma göre indirimli vergi oranının uygulanabilmesi için:
– İşin sadece 150 m²’ye kadar olan konutlar için kanunla kurulan sosyal güvenlik kuruluşları ile belediyelere yapılması,
– Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması
gerekir.
Burada yer alan şartlara Maliye Bakanlığı tarafından 2003/5 sayılı KDV Sirküleri(13) ile ‘inşaat ruhsatının münhasıran konut yapı kooperatifi adına düzenlenmiş olması‘ şartı getirilmiştir. Kanun’da yer almayan bu şart Danıştay tarafından iptal edilmiştir(14).
Bu düzenlemenin iptalinden sonra Maliye Bakanlığı bu defa yayımladığı 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(15), 28.07.2007 tarihinden itibaren sözleşmesi imzalanacak inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli oranda KDV uygulamasından yararlanılabilmesi için, yukarıda belirtilen düzenlemelerde aranılan şartların yanı sıra, inşaatın yapıldığı arsanın tapu sicilinde inşaat taahhüt hizmetini alan kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması gerektiğini açıklamıştır.
Kanun’da ve indirimli oranın dayanağını oluşturan Kararname’de olmayan ‘bina inşaat ruhsatının konut yapı kooperatifi adına olması’ ve ‘arsanın tapuda kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması’ şartlarının aranılabilmesi için, istisna yönünden Kanun değişikliği, indirimli oran (% 1) açısından ise Kararname’de bu yönde bir değişiklik yapılması gerekmektedir. Diğer yandan, getirilmek istenilen ‘bina inşaat ruhsatının konut yapı kooperatifi adına olması’ ve ‘arsanın tapuda kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması’ şartlarının her ikisi de aslında aynı anlama gelmektedir. Çünkü yürürlükteki mevzuat gereği inşaat ruhsatı, arsa kime ait ise onun adına düzenlenmektedir. Diğer bir ifadeyle inşaat ruhsatı; arsa kooperatifin ise kooperatif, başkasına ait ise (kat karşılığı inşaat işi yapan kooperatif adına değil) arsa sahibi adına düzenlenmektedir. Dolayısıyla, 106 No.lu Tebliğ ile getirilen ‘arsanın tapuda kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olması’ şartı, Danıştay tarafından iptal edilen ‘bina inşaat ruhsatının konut yapı kooperatifi adına olması’ şartı ile bire bir aynıdır(16).
Öte yandan, amaçları üyelerini ucuz konut sahibi yapmak olan konut yapı kooperatiflerinin, bu amaçlarını başkalarının arsaları üzerine kat karşılığı inşaat yapmak suretiyle gerçekleştirmeleri de normal ve mutad bir yoldur. Yasalarımızda kooperatiflerin her iki şekilde de inşaat yapmasını engelleyen bir hüküm de bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, indirimli orandan faydalanabilmek için Kanunda olmayan şartların getirilmesi mümkün olmadığı gibi, bu yönde kanuni düzenleme yapılması da kooperatifçiliği zor duruma düşürecektir. Bizce en ideal çözüm, KDV Kanunu’na yeni bir hüküm eklenerek, konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinin hiçbir önşart konulmaksızın KDV’den istisna edilmesi ancak bu istisnanın kısmi istisna niteliğinde olmasıdır. İstisnanın kısmi nitelikte olması, iade amacıyla maddenin kötüye kullanılmasını da engelleyecektir(17).
3- İnşaat Taahhüt Kapsamına Giren İşler
İnşaat taahhüt kapsamına giren işler 49 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(18) ile 5 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Sirküleri’nde(19) belirtilmiştir. Bu işlerin hepsinin veya birkaçının veya ayrı ayrı her birinin müteahhitler veya taşeronlarca konut yapı kooperatiflerine yapılması, duruma göre istisna veya indirimli vergi uygulamasına engel değildir. Müteahhitlerin konut yapı kooperatiflerine karşı üstlendikleri inşaat taahhüt işlerinin bir kısmını taşeronlara yaptırmaları halinde, taşeronun müteahhide verdiği hizmet normal oranda katma değer vergisine tabi olacak, müteahhidin kooperatife yaptığı inşaat taahhüt işi ise duruma göre vergiden müstesna veya indirimli orana tabi olacaktır. Ayrıca, müteahhitler tarafından konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde, inşa edilen konutların net alanının 150 m²’nin altında veya üstünde olması veya işyeri niteliğinde bulunması istisnanın uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Ancak kooperatiflerin, üyelerine işyeri teslimleri katma değer vergisine tabi olacaktır.
Tebliğ ve Sirküler’deki açıklamalara göre istisna veya indirimli oran uygulamasından yararlanabilecek inşaat işleri arasında konut yapımı yanında çocuk parkı, bahçe gibi sosyal tesisler de yer almaktadır(20).
C- İNŞAAT SEKTÖRÜNDE GEÇERLİ KDV ORANLARININ HİLELİ İŞLEMLERE YOL AÇMASI PROBLEMİ
Net alanı 150 metrekareye kadar olan konutlarda % 1 KDV uygulanırken, net alanı 150 metrekareden büyük olan konutlarda % 18 KDV uygulanması piyasa koşullarında bazı hileli işlemlerin yapılmasına yol açmaktadır. Örneğin toplam alanı 150 metrekareden büyük olan bir daire satıştan önce araya inşa edilen ve sonradan kaldırılabilecek bir duvar ile ikiye bölünmekte, alıcı %1’er KDV ödeyerek iki daireyi de satın almakta ve aldıktan sonra da aradaki duvarı kaldırarak tek daire haline getirmektedir. Çünkü yürürlükteki mevzuata göre 150 metrekarelik bir dairenin KDV’si toplam satış bedeli üzerinden % 1 iken, 151 metrekarelik bir dairenin KDV’si toplam satış bedeli üzerinden % 18’dir. Rakamlarla örneklemek gerekirse, KDV hariç satış fiyatı 180.000 TL olan 120 metrekare bir dairenin KDV’si 1.800 TL ve KDV dâhil toplam satış fiyatı 181.800 TL iken, KDV hariç satış fiyatı 240.000 TL olan 160 metrekare bir dairenin KDV’si 43.200 TL ve KDV dâhil toplam satış fiyatı 283.200 TL olmaktadır. İki dairenin KDV’siz satış fiyatları arasında sadece 60.000 TL fark varken, KDV’li fiyatları arasında 101.400 TL fark oluşmaktadır. Yani toplam 41.400 YTL KDV farkı doğmaktadır. Yalnızca KDV’den kaynaklanan bu farkı ödemekten kaçınmak için daire iki parçaya bölünerek 2 ayrı daireymiş gibi satılmakta satıştan sonra birleştirilmektedir. Örneğimizdeki 160 metrekarelik daire 80’er metrekarelik iki daire gibi satıldığında toplamda 43.200 TL yerine sadece 2.400 TL KDV ödenmektedir.
m2 |
m2 fiyatı |
KDV hariç satış fiyatı |
KDV |
Satış Fiyatı |
120 |
1.500 TL |
180.000 TL |
(180.000 x %1)= 1.800 TL |
181.800 TL |
160 |
1.500 TL |
240.000 TL |
(240.000 x %18)= 43.200 TL |
283.200 TL |
Bu tür hileli işlere başvurulmasını önlemek ve hem de vergi adaletini sağlayabilmek açısından kademeli bir oranlama sisteminin getirilmesi gerekir. Örneğin konutun;
a- 120 metrekareye kadar olan kısmına % 1,
b- 121-150 metrekare arasındaki kısmına % 8,
c- 151 metrekarenin üstündeki kısmına da % 18
şeklinde bir oran belirlemesi adil bir vergileme sağlayabilir.
Önerdiğimiz oranlamaya göre bir örnek verelim: Bir müteahhit yaptığı apartmanda bulunan 3 ayrı büyüklükteki konutları metrekaresi KDV hariç 1.500 TL’den satmaktadır. Buna göre hesaplanması gereken KDV tutarları aşağıdaki tablodaki gibidir:
m2 |
m2 Fiyatı |
KDV Hariç
Satış Fiyatı |
KDV |
Satış Fiyatı |
120 |
1.500 TL |
180.000 TL |
1.800 TL |
181.800 TL |
140 |
1.500 TL |
210.000 TL |
120×1.500= 180.000 TL
20×1.500= 30.000 TL
KDV= (180.000x%1) + (30.000x%8) =1.800+2.400=4.200 TL |
214.200 TL |
160 |
1.500 TL |
240.000 TL |
120×1.500=180.000 TL
30×1.500= 45.000 TL
10×1.500= 15.000 TL
KDV= (180.000x%1)+(45.000x%8) +(15.000x%18) =1.800+3.600+2.700=8.100 TL |
248.100 TL |
Böylece KDV hariç satış fiyatları arasında 60.000 TL fark olan 1 ve 3. dairelerin KDV dâhil fiyatları arasındaki satış fiyatı farkı 66.300 TL, yani KDV’den kaynaklanan tutar 6.300 TL gibi makul bir tutar olmaktadır.
IV- SONUÇ
İnşaat sektörü, ekonominin can damarı olan sektörlerin başında gelmektedir. Pek çok alanda istihdam yaratılmasına neden olması yönüyle reel ekonominin performansı üzerinde inşaat sektörünün büyük önemi vardır. İnşaat sektöründeki bir kriz ya da yavaşlama tedrici olarak çimentodan boya sanayine, demir sektöründen kiremit üretimine kadar bir çok sektöre yansımakta ve ekonomide yaratılan katma değerin hızla küçülmesine neden olmaktadır. Bu nedenle inşaat sektörünün vergilendirilmesinde, sektörün olumsuz etkilenmesine yol açmayacak tedbirlerin alınması hayati önemdedir. Aksi durum, ya inşaat sektöründen başlamak üzere tüm ekonominin olumsuz etkilenmesi ya da vergiden kaçınma ya da vergi kaçırma vakalarına neden olmaktadır. Vergisel olumsuzlukların süreklilik kazanması, sektörün kendi içinde yasal olan ya da olmayan tedbirler üretmesine neden olmaktadır.
Ülkemizde inşaat sektöründeki en önemli vergisel problemlerden biri KDV oranının herhangi bir kademelendirme olmadan 150 metrekareden büyük konutlar için birden bire %1’den % 18’e çıkmasıdır. Yapılması gereken, KDV oranlarında kademeli geçiş öngörerek oran farklılaştırmasına gitmektir. Böylece 150 metrekarenin 1 metrekare bile aşılmasında konut bedelinin tamamının üzerinden %18 KDV ödenmesi sonucunu doğuran uygulamanın sakıncaları giderilebilecek, yapılan hileli işlemlerin önüne geçilebilecektir.
* Maliye Başmüfettişi
(1) Hasan ERASLAN: ‘Net Alanı 150 m2‘ye Kadar Konut Teslimleri İle Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt İşlerinde KDV’, Yaklaşım, Ocak 2004, Sayı:133, s. 120-127
(2) Cavit BİLEN, ‘Arsanın Kat Karşılığı Müteahhide Verilmesinde KDV’, E-Yaklaşım, Mart 2005, Sayı:20
(3) Ali ALIÇ, ‘Gayrimenkul Satışlarında KDV İstisnası’, Yaklaşım, Ağustos 2005, Sayı:152
(4) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A maddesine göre konut finansmanı; konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırılması, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılmasıdır. Bu kapsamdaki kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler de konut finansmanı kapsamındadır.
(5) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A maddesine göre konut finansman kuruluşları; 1- konut finansmanı amacıyla doğrudan tüketiciye kredi kullandıran ya da finansal kiralama yapan bankalar ile 2- BDDK tarafından konut finansmanı faaliyetinde bulunması uygun görülen finansal kiralama şirketleri ve 3- finansman şirketleridir.
(6) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 39/A maddesine göre ipotek finansman kuruluşları; münhasıran konut finansmanından kaynaklanan alacakların devralınması, devredilmesi, devralınan alacaklardan oluşan varlıkların yönetimi ve alacakların teminat olarak alınması suretiyle kaynak temini amacıyla kurulan, sermaye piyasası kurumu niteliğini haiz anonim ortaklıklardır.
(7) Coşkun ARAS, ‘Konut Finansman Sisteminin (Mortgage) KDV Karşısındaki Durumu’, Yaklaşım, Nisan 2007
(8) Şükrü KIZILOT, İnşaat Muhasebesi Vergilendirilmesi Mevzuatı ve Asgari İşçilik, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2008, s.588
(9) 31.12.1984 tarih ve 18622 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(10) 16.12.1988 tarih ve 20021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(11) Nurettin KÖSE, ‘Konut Teslimleri ve Konutlara İlişkin İnşaat Taahhütlerinin Katma Değer Vergisi Boyutu’, Yaklaşım, Haziran 2006, Sayı:162
(12) 14.03.2006 tarihinde yayımlanmıştır.
(13) 21.11.2003 tarihinde yayımlanmıştır.
(14) Dn. 4. D.’nin, 31.10.2006 tarih ve E. 2006/1452, K. 2006/2080 sayılı Kararı.
(15) 28.07.2007 tarih ve 26596 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(16) Abdullah TOLU, ‘Gelir İdaresi’nin Arsası ve İnşaat Ruhsatı Kendi Adına Olmayan Konut Yapı Kooperatiflerindeki KDV Israrı Devam Ediyor’, Yaklaşım, Eylül 2007, Sayı: 177
(17) KIZILOT, age, s.609-610
(18) 20.07.1995 tarih ve 22349 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(19) 21.11.2003 tarihinde yayımlanmıştır.
(20) KÖSE, agm