SGK’DA BORÇLARIN TECİL VE TAKSİTLENDİRMESİNDE YENİ UYGULAMA
Yazar:HakkıDEMİRCİ*
Yaklaşım / Mart 2009 / Sayı: 195
I- GİRİŞ
Sosyal güvenlik kapsamında bulundurdukları veya bulundukları için prim ödeme yükümlüsü olan işveren ve sigortalıların Kuruma olan borçlarını yasal süresinde ödemeleri esastır. Ancak çeşitli nedenlerle bu borçlar yasal süresinde ödenemeyebilmektedir. Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’un 51., 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanmaktadır. Kurum, kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkilidir. Yasal süresinde ödenemeyen bu alacaklar için Kurum ödeme kolaylığı sağlamak adına yeni düzenlemeler yapmıştır.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu hükümleri uyarınca, Kurum taşra teşkilatında sosyal güvenlik il müdürlükleri ve bunlara bağlı olarak faaliyet gösteren sosyal güvenlik merkezleri kurulmuştur. Ayrıca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ‘Primlerin Ödenmesi’ başlıklı 88. maddesi de 2008/Ekim ayı itibariyle yürürlüğe girmiştir. Yine, 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 6. maddesi ile 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesinde değişiklik yapılmış ve maddeye yeni fıkralar eklenmiştir.
Buna göre, 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesindeki değişiklikler ile 5502 ve 5510 sayılı Kanunlarda öngörülen hükümler doğrultusunda, SGK Yönetim Kurulu’nun 05.12.2008 tarihli, 2008/481 sayılı kararı ile ‘Sosyal Güvenlik Kurumu 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48. Maddesine Göre Yapılacak Tecil ve Taksitlendirmelerin Usul ve Esasları’ belirlenmiş olup, yürütülecek işlemler aşağıda açıklanmıştır.
II- SGK ALACAKLARININ TECİL VE TAKSİTLENDİRMESİ
A- 2 MİLYON TL’YE KADAR YETKİ İL/MERKEZ MÜDÜRLERİNDE
6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre yapılacak tecil ve taksitlendirme işlemlerinde, borç aslı, gecikme cezası ve zammı toplamı 2.000.000 TL’ye kadar (bu tutar dahil) olan borçların tecil ve taksitlendirilmesinde Sosyal Güvenlik İl Müdürleri yetkili kılınmıştır. Sosyal Güvenlik İl Müdürleri, tecil ve taksitlendirme yetkilerini il müdür yardımcılarına veya merkez müdürlerine devredemeyecekler, ancak görevde bulunmamaları halinde bu yetki vekilleri tarafından kullanılacaktır.
B- RAKAM BORÇ TÜRÜ BAZINDA DİKKATE ALINACAK
Söz konusu yetkilerin kullanılmasında borçlunun tahsilatla görevli o ünitede (Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ya da Sosyal Güvenlik Merkezi bazında) işlem gören tüm işyerlerinden kaynaklanan borçlarının, borç türü (sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası vb.) bazında ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tecil ve taksitlendirme işlemi borç türü bazında yapılacak olmakla birlikte, borçlunun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezinde işlem gören icraya intikal etmiş ya da etmemiş, tecil ve taksitlendirme talebinde bulunduğu tarihe kadar muaccel olmuş borçların tamamının dikkate alınması gerekmektedir.
Örnek 1: İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne bağlı sosyal güvenlik merkezlerinde işlem gören işyerlerinden dolayı A Ltd. Şti.’nce, Bakırköy Sosyal Güvenlik Merkezi’ndeki işyerlerinden dolayı gecikme cezası ve zammı dahil 1.900.000 TL sigorta primi, 600.000 TL işsizlik sigortası primi olmak üzere toplam 2.500.000 TL, Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezi’ndeki işyerlerinden dolayı gecikme cezası ve zammı dahil 1.100.000 TL sigorta primi, 150.000 TL işsizlik sigortası primi olmak üzere toplam 1.250.000 TL tutarındaki borcunun tecil ve taksitlendirilmesi için anılan sosyal güvenlik merkezlerine yazılı talepte bulunulması halinde, Bakırköy Sosyal Güvenlik Merkezi’ne toplam borcu 2.500.000 TL olmakla birlikte, borç türü bazındaki borçlar ayrı ayrı 2.000.000 TL’nin altında olması nedeniyle tecil ve taksitlendirme talebi anılan sosyal güvenlik merkezince değerlendirilecek ve sosyal güvenlik il müdürünün uygun görmesi (olur) ile sonuçlandırılacaktır. Yine, Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezi’ne olan borç türü bazında 2.000.000 TL’nin altında olması nedeniyle söz konusu tecil talebinin bu merkezce değerlendirilerek sosyal güvenlik il müdürünün uygun görmesi ile sonuçlandırılacaktır.(1)
III- BORÇLULARIN TECİL VE TAKSİTLENDİRME BAŞVURULARI
6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine istinaden borçluların tecil ve taksitlendirme taleplerinin bundan böyle ‘Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu’ ile işyerlerinin işlem gördüğü Ünitelere (Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezine) yapılması gerekmektedir. Talep formu ile birlikte borçlularca, ‘çok zor durum’ halinin tespitine ilişkin IV. bölümde açıklanan esaslara göre durumuna uyan ‘Mali Durum Bildirim Formu’ veya ‘Serbest Muhasebeci Mali Müşavir veya Yeminli Mali Müşavirlerce Düzenlenen Çok Zor Durum Halinin Tespitine İlişkin Rapor’ ya da halka açık olan şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu’na verdikleri en son bilançonun verilmesi gerekmektedir.
Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçlularca, Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu ve eki belgelerin tam ve eksiksiz olarak doldurulması gerekmekte olup, istenilen bilgi ve belgelerin eksik olması halinde bunların tamamlanması istenilecek, söz konusu eksikliklerin giderilmemesi halinde borçluların tecil ve taksitlendirme talepleri reddedilecektir.
IV- BORÇLUNUN ‘ÇOK ZOR DURUM’ HALİNİN İNCELENMESİ
6183 sayılı Kanun’un 48. maddesi uyarınca amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi borçluyu çok zor duruma düşürecekse, tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilmektedir. Bu bakımdan yapılacak tecil ve taksitlendirme işlemlerinde borçlunun ‘çok zor durum’ halinin tespitinde;
‘Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar / Kısa Vadeli Borçlar’ formülü sonucu bulunacak oranın ‘2’ ve altında olması halinde, bu durum borçlu açısından ‘çok zor durum’ hali olarak kabul edilecektir.
Rasyonun;
a) ‘1,5’ ve altında olması durumunda tecil ve taksitlendirme işleminin azami 36 aya kadar,
b) ‘1,51’ ila ‘2,00’ aralığında olması halinde tecil ve taksitlendirme işleminin, azami 30 aya kadar,
eşit taksitler halinde ödenmesini sağlayacak şekilde idarece ödeme planına bağlanabilecektir.
Yukarıda belirtilen süreler azami tecil ve taksitlendirme süreleri olup, tecil ve taksitlendirmeye yetkili makamlarca daha az sürede tecil ve taksitlendirme yapılabilecektir.
Yine, yukarıdaki formüle göre yapılacak hesaplama sonucu bulunacak rasyonun ‘2,01’ ve üzerinde olması halinde ise, borçluların tecil ve taksitlendirme talepleri reddedilecektir. Ancak, belirtilen formüle göre yapılacak likidite oranı hesaplamalarında; virgülden sonraki iki rakam dikkate alınacak ve herhangi bir yuvarlama işlemi yapılmayacaktır.
A- KAMU KURUM VE KURULUŞLARI, BELEDİYELER VE 100.000 TL VE ALTINDA BORÇLU OLANLAR İÇİN ÇOK ZOR DURUM HALİNİN TESPİTİ
SGK’ya olan borçlarının tecil ve taksitlendirilmesi talebinde bulunan ve tecile konu borç toplamı, borç türü bazında 100.000 TL ve altında olan borçlular ile borç miktarı üzerinde durulmaksızın kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler (şirketleri hariç) için, ‘çok zor durum’ halinin tespiti, başvuru tarihi itibariyle düzenleyecekleri ‘Mali Durum Bildirim Formu’ esas alınarak yapılacaktır.
Mali Durum Bildirim Formu’nda beyan edilen bilgilere istinaden; ‘Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar / Kısa Vadeli Borçlar’ formülüne göre, Kurumca hesaplanacak rasyo değeri ‘2,00’ ve altında ise, bu durum borçlu açısından ‘çok zor durum’ hali olarak kabul edilecektir.
Örnek 2: AA Ltd. Şti.’nin 15.12.2008 tarihi itibariyle muaccel olmuş (ödeme vadesi geçmiş) 30.000 TL sigorta primi ve 50.000 TL gecikme cezası ve zammından oluşan toplam 80.000 TL borcu için, 15.12.2008 tarihinde Kuruma başvurduğu ve başvuru tarihi itibariyle ibraz ettiği Mali Durum Bildirim Formu’ndaki kasa, banka, kısa vadeli alacaklar ve kısa vadeli borçlara ilişkin verilerin, Kasa = 20.250 TL, Banka = 0,00 TL, Kısa Vadeli Alacaklar = 10.390 TL, Kısa Vadeli Borçlar = 85.750 TL olduğu varsayıldığında; Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar/Kısa Vadeli Borçlar formülüne göre aşağıdaki hesaplama yapılarak, likidite oranı 0,35 (virgülden sonraki iki rakam dikkate alınmıştır) bulunacak ve söz konusu oran ‘2,00’nin altında olduğu için borçlunun çok zor durumda olduğu kabul edilecektir.
Örnek 3: ABC Belediye Başkanlığı tarafından, 02.12.2008 tarihi itibariyle gecikme cezası ve zammı dahil 290.000 TL sigorta primi, 32.000 TL işsizlik sigortası primi, 2.560 TL idari para cezası olmak üzere toplam 324.560 TL tutarındaki borcunun tecil ve taksitlendirilmesi talebinde bulunulmuştur. Taksitlendirme başvuru tarihi itibariyle ibraz ettiği Mali Durum Bildirim Formu’ndaki kasa, banka, kısa vadeli alacaklar ve kısa vadeli borçlara ilişkin verilerinin,
Kasa |
120.000 TL |
Banka |
3.617 TL |
Kısa Vadeli Alacakları |
139.025 TL |
Kısa Vadeli Borçlar |
405.500 TL |
olduğu varsayıldığında; Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar/Kısa Vadeli Borçlar formülüne göre ilgili ünitece aşağıdaki hesaplama yapılarak, rasyo oranı bulunacaktır. Yapılan hesaplamada, 0,64 olarak bulunan değer, ‘2,00’den küçük olduğundan, anılan belediyenin çok zor durum halinin bulunduğu kabul edilecektir.
Görüldüğü gibi, tecil ve taksitlendirmeye konu borç miktarı 100.000 TL’nin üzerinde olmakla birlikte borçlunun belediye tüzel kişiliği olması nedeniyle çok zor durum halinin tespiti Mali Durum Bildirim Formu’ndaki bilgilere göre Kurum tarafından hesaplanmıştır.
Örnek 4: ŞS Yardımlaşma Derneğinin, 28.11.2008 tarihi itibariyle Kuruma olan 22.200 TL işsizlik sigortası primi ve 14.390 TL gecikme cezası ve zammından oluşan toplam 36.590 TL borcunun taksitlendirilmesi için başvuruda bulunduğu ve taksitlendirme başvuru tarihi itibariyle ibraz ettiği Mali Durum Bildirim Formu’ndaki kasa, banka, kısa vadeli alacaklar ve kısa vadeli borçlara ilişkin verilerin, Kasa = 56.250 TL, Banka = 40.617 TL, Kısa Vadeli Alacaklar = 12.025 TL, Kısa Vadeli Borçlar = 53.909 TL olduğu varsayıldığında; hesaplama yapıldığında;
56.250 + 40.617 + 12.025 108.892 |
= |
2,01992 oranı bulunacaktır. |
53.909 |
Yapılan hesaplamada, 2,01 olarak bulunan değer, ‘2,00’ oranından büyük olduğundan, anılan derneğin çok zor durum halinin bulunmadığı, mali durumunun Kurum alacağını defaten ödemeye uygun olduğu kabul edilerek, tecil ve taksitlendirme talebi reddedilecektir.
B- TECİLE KONU BORÇ TOPLAMI 100.000 TL ÜZERİNDE OLAN BORÇLULAR İÇİN ÇOK ZOR DURUM HALİNİN TESPİTİ
1- Halka Açık Olan Şirketlerin ‘Çok Zor Durum’ Halinin Tespit Edilmesi
Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatı gereği halka açık ve borsada işlem gören şirketler, üçer aylık dönemler itibarıyla mali tablolarını oluşturmak ve yayınlamak zorunda olduklarından, söz konusu şirketlerin Sermaye Piyasası Kurulu’na verdikleri en son mali tablodaki (bilançodaki) veriler esas alınmak suretiyle çok zor durum halinin tespitine ilişkin hesaplama Kurumca yapılacaktır. Diğer taraftan, halka açık şirketlerden olmakla birlikte borç miktarı 100.000 TL’nin altında olan şirketlerin çok zor durum hali yukarıda belirtildiği gibi Mali Durum Bildirim Formu ile beyan edecekleri bilgilere istinaden Kurumca tespit edilecektir.
2- Tecil ve Taksitlendirmeye Konu Borcu 100.000 TL’nin Üzerinde Olan Diğer Borçluların ‘Çok Zor Durum’ Halinin Tespiti
SGK’ya olan borçlarının tecil ve taksitlendirilmesi talebinde bulunan ve tecile konu borç toplamı, borç türü bazında 100.000 TL’nin üzerinde olan borçluların ‘çok zor durum’ hali; Kasa+Banka+Kısa Vadeli Alacaklar / Kısa Vadeli Borçlar’ formülüne göre 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’na göre ruhsat almış ve faaliyet belgesine sahip Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerce tespit edilecektir.
3568 sayılı Kanun’a göre ruhsat almış olan meslek mensuplarından Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler, ‘Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler veya Yeminli Mali Müşavirler Tarafından Düzenlenen Çok Zor Durum Halinin Tespitine İlişkin Rapor’ örneğine uygun olarak düzenleyecekleri, talep tarihinden en çok 3 ay öncesine ait rapora, ruhsat belgeleri ile bağlı bulundukları meslek odalarından alınmış faaliyet belgesini ve yaptıkları hesaplamalara esas olan belgelerin fotokopilerini de ekleyeceklerdir.
Örnek 5: SG Ltd. Şti. tarafından gecikme cezası ve zammı dahil 109.000 TL sigorta primi, 22.000 TL işsizlik sigortası primi ve 1.560 TL idari para cezasından oluşan toplam 132.560 TL tutarındaki borcun taksitlendirilmesi talebinde bulunulması halinde, sigorta primi borcu 100.000 TL’nin üzerinde olduğundan yetkili meslek mensubu tarafından düzenlenmiş raporda belirtilen rasyoya göre işlem yapılacaktır.
Borçluların ‘çok zor durum’ halinin belirlenmesine ilişkin oranlarının hesaplanması, SGK’ya ibraz edilen mali durum bildirim formlarında yer alan bilgilere veya meslek mensuplarınca düzenlenen raporlara göre yapılacak olmakla birlikte, ihbar, şikayet veya bariz bir şüphe olması durumunda; Kurum müfettişi veya sosyal güvenlik kontrol memurları vasıtasıyla formda/raporda yer alan bilgilerin doğru olup olmadığı yönünde gerekli inceleme yaptırılacaktır. Yapılacak olan bu inceleme sonucunda, oranların hesaplanmasına esas olan bilgilerin doğru olmadığının anlaşılması halinde, tecil ve taksitlendirme işlemi bozulacak, yanıltıcı rapor düzenlediği tespit edilen meslek mensuplarının düzenleyeceği başkaca raporlara da itibar edilmeyerek, konu hakkında ayrıca ilgili meslek odasına ihbarda bulunulacaktır.
V- İLK TAKSİTİN ÖDENMESİ, TECİL VE TAKSİTLENDİRMENİN BAŞLAMASI
Tecil ve taksitlendirme, talep edilen taksit sayısına göre hesaplanan ilk taksit tutarının tamamının ödenildiği tarihte başlar.
Örnek 6: A Ltd. tarafından, 15.12.2008 tarihinde Kuruma 55.000 TL sigorta primi, 20.000 TL gecikme cezası ve zammından oluşan toplam 75.000 TL tutarındaki borcunun 10 ay süre ile tecil ve taksitlendirilmesi için başvuruda bulunularak, ilk taksit tutarına mahsuben 15.12.2008 tarihinde 2.500 TL, 22.12.2008 tarihinde de 5.000 TL ödenmesi halinde ilk taksit tutarının tamamının ödendiği (22.12.2008) tarih, tecil ve taksitlendirme tarihi olarak kabul edilecektir.
Örnek 7: KY Ltd. Şti. tarafından Kuruma toplam 240.000 TL tutarındaki sigorta primi, gecikme cezası ve zammından oluşan borcunun 17.12.2008 tarihinde 24 ay kademeli olarak taksitlendirilmesi talebinde bulunulmuş, ancak ilk taksite mahsuben 17.12.2008 tarihinde 2.000 TL, 25.12.2008 tarihinde 3.000 TL olmak üzere değişik tarihlerde toplam 5.000 TL ödenmiş ise; tecil tarihi, ilk taksitin tamamlandığı 25.12.2008 tarihi olarak kabul edilecektir.
VI- TECİL VE TAKSİTLENDİRME SÜRESİ VE KADEMELİ TAKSİTLENDİRME
Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçlunun ‘çok zor durum’ halinin incelemesi sonucu bulunan rasyo değerine göre tecil ve taksitlendirmeye konu borçlar azami 30 veya 36 aya kadar taksitlendirilebilecektir. Borçluların, 36 ayı aşan ya da talepte bulunulan borç türüne ilişkin borcun, sadece icraya intikal eden kısmının tecil ve taksitlendirilmesi vb. talepleri kabul edilmeyecektir.
Yine, söz konusu tecil ve taksitlendirme süreleri azami süreler olup, tecile yetkili makamlarca borç tutarına bakılarak, borçlunun zor durumuna, borçlarının ödenmesi hususundaki iyi niyetine ve daha önce yapılan tecil ve taksitlendirmelerde borcun ödenip ödenmediği gibi hususlara bakılarak azami taksitlendirme süreleri kadar borçların tecil ve taksitlendirilmesi yapılabilecektir. Ancak, tecile yetkili makamlarca borcun azami taksitlendirme sürelerinden daha az bir sürede ödenebileceğine kanaat getirilmesi halinde bu sürelerden daha az süreli taksitlendirme işlemi yapılabilecektir.
Borçların tecil ve taksitlendirilmesinde borcun eşit taksitlerle ödenmesi esastır. Ancak, borçlularca kademeli ödeme planında ısrar edilmesi ve ünitece borçlunun taksitlerini eşit olarak ödeyemeyecek durumda olduğuna kanaat getirilmesi halinde, en fazla ilk altı taksit, eşit taksitlere bölünmüş ödeme planındaki, taksit tutarının % 50’sinden az olmamak kaydıyla kademeli olarak tecil ve taksitlendirilebilecektir.
VII- TEMİNAT VE TEMİNAT ARANILMAYACAK DURUMLAR
Borçludan teminat alınması 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesinde sayılan tecil şartları arasındadır. Ancak, söz konusu maddeye 5766 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkrada, ‘Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Türk Lirası’nı (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Türk Lirası’nı aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulu; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.’ hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, borçlunun tecil ve taksitlendirmeye konu borç toplamının 50.000 Türk Lirası’nı (bu tutar dahil) aşmaması şartıyla tecil edilecek borçlar için teminat aranılmayacaktır. Teminat aranılmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelerde, 50.000 Türk Lirası sınırı, işyeri ve borç türüne bakılmaksızın borçlunun veya işverenin alacaklı Kurum ünitesine olan borç toplamı esas alınarak belirlenir.
Örnek 8: TS AŞ.’nin, Trabzon Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne bağlı Akçaabat Sosyal Güvenlik Merkezi’nde tescilli işyerlerinin borcu 32.000 TL, Of Sosyal Güvenlik Merkezi’nde tescilli işyerlerinin borcu 45.000 TL, Beşikdüzü Sosyal Güvenlik Merkezi’nde tescilli işyerlerinin borcu 100.000 TL olmak üzere, anılan İl Müdürlüğü’ne toplam 177.000 TL borcu olmakla birlikte, Akçaabat ve Of Sosyal Güvenlik Merkezi’ne olan borçların Ünite bazında her biri 50.000 TL’nin altında kaldığı için anılan Sosyal Güvenlik Merkezlerince herhangi bir teminat aranılmaksızın tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilecektir. Ancak, Beşikdüzü Sosyal Güvenlik Merkezi’ne 100.000 TL borcu bulunması nedeniyle teminat aranılmayacak tutar olan borcun 50.000 TL’yi aşan kısmı için (50.000 TL / 2) 25.000 TL tutarında teminat alınacaktır.
Teminat aranılmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelere ilişkin olarak belirlenen 50.000 Türk Lirası tutarındaki sınır, tecil ve taksitlendirilen borçların toplamı esas alınarak uygulanacağından, borçlunun tecil ve taksitlendirilen ve tecil şartlarına uygun olarak ödeme yaptığı borçları için bu sınır dikkate alınmış ise yeni tecil ve taksitlendirme taleplerinde daha önce tecil edilmiş borç tutarı ile talepte bulunulan borç tutarının toplamı dikkate alınır.
Örnek 9: FB AŞ.’nin Kadıköy Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne olan toplam 60.000 TL tutarındaki borcu 5.000 TL değerinde teminat alınarak 20 ay süre ile tecil ve taksitlendirilmiş iken daha sonraki bir tarihte tahakkuk eden 12.000 TL tutarındaki idari para cezası borcunun ayrıca tecil ve taksitlendirilebilmesi için toplam borcun 50.000 TL’yi aşan kısmının (72.000 TL – 50.000 TL = 22.000 TL) yarısı kadar (22.000 TL / 2) 11.000 TL teminat göstermesi gerekmektedir. (5.000 TL’lik teminat daha önce alındığından 6.000 TL ek teminat istenilecektir.)
Tecil ve taksitlendirilen borç toplamının 50.000 TL’den fazla olması ve tecil şartlarına uygun taksit ödemeleri devam ettiği sürece borçlu tarafından başkaca borçları için yeni tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulduğunda, daha önce tecil edilmiş borçların 50.000 TL’ye kadar olan kısmı için teminat aranılmamış olması nedeniyle, tecil ve taksitlendirilmesi talep edilen borcun yarısı değerinde teminat gösterilmesi istenilecektir.
VIII- AYLIK TAKSİTLERİN VE CARİ AY PRİMLERİNİN AKSATILMASI
Tecil ve taksitlendirmeye konu taksitlerden bir veya birbirini izleyen iki taksitin ödenmemiş olması durumunda, bu taksit ya da taksitlerin, ödenmeyen ilk taksiti izleyen üçüncü taksitle birlikte tüm taksitlerin ödenmiş olması ve ödeme planındaki son taksit süresinin aşılmaması kaydıyla tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmaz. Ayrıca bu hak tecil ve taksitlendirme süresi içerisinde birden fazla kullanılabilir. Ancak ödenmeyen ya da eksik ödenen kısmın son takside ait olması halinde ise, 6183 sayılı Kanun’da belirtilen azami taksitlendirme süresinin aşılmaması kaydıyla bu tutarın son taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen kısmın tecil faizi ile birlikte ödenmesi halinde de tecil ve taksitlendirme işlemi devam eder.
Borçluların tecil ve taksitlendirmeye konu borca ilişkin son ayı izleyen ayların (carî ayların) ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılında dört defadan fazla yerine getirmemeleri halinde, tecil ve taksitlendirme işlemi bozulur. Ancak, bir takvim yılında en fazla dört aya ait ödenmeyen ya da eksik ödenen cari ay borçlarının taksitlendirme süresi aşılmamak kaydıyla en geç izleyen takvim yılının sonuna kadar ödenmesi halinde borçlunun tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmaz.
Borç türü bazında taksitlendirilmiş borçlarına ilişkin tecil ve taksitlendirme süresi içinde tahakkuk eden cari ay borçlarının ödenmemesi durumunda, söz konusu cari ay borçları, bir defaya mahsus olmak üzere ilk tecil ve taksitlendirme süresini aşmaması kaydıyla aynı esaslar dahilinde mevcut tecil ve taksitlendirme işlemine dahil edilebilir. Dolayısıyla tecil ve taksitlendirme işlemi devam ederken, aynı borç türü için cari aylardan kaynaklanan borçlardan dolayı ikinci bir tecil ve taksitlendirme yapılmayacaktır. Cari ay, tecil ve taksitlendirmeye dahil edilen son ayı izleyen aylardır.
Tecil ve taksitlendirme işleminde cari ay borçlarının her ay düzenli ödenmesi şartının aranılmayacak olması bu borçların zamanında takip edilmeyeceği anlamına gelmeyeceğinden, 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin amir hükmü gereğince, yeni borç birikimine neden olunmamasını teminen, borç türü bazında taksitlendirilmiş borçlarına ilişkin taksitlendirme süresi içinde tahakkuk edecek aynı mahiyetteki cari ay borçları ile ilgili ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, tecil ve taksitlendirme süresinin sona ermesi beklenilmeden cari ay borçlarının tahsili için cari usul ve esaslar dairesinde icra takip işlemlerine başlanılmasını teminen söz konusu borçlar icraya intikal ettirilecektir.
IX- TECİL VE TAKSİTLENDİRME ŞARTLARINA UYULMAMASI
Aylık taksitlerin ve cari ay borçlara ilişkin ödeme yükümlülükleri ile diğer şartların, borçlularca yerine getirilmemesi durumunda tecil ve taksitlendirme işlemi bozularak, muaccel olan alacağın tahsili için cebri icra işlemlerine derhal başlanılacaktır. Borçluya; ‘karşılığında teminat alınmış olan borcun, 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği ve diğer şekillerle cebren tahsile devam edileceğinin’ bildirilmesi, 6183 sayılı Kanun’un 56. maddesi hükmü gereğince yasal zorunluluk olduğundan, borçluya yükümlülüklerinin önceden mutlaka bir yazı ile Kurum tarafından bildirilecektir.
X- NİYABETEN TAKİPTE TAKSİTLENDİRME İŞLEMLERİ
Borçlunun veya mallarının başka mahallerde bulunması durumunda alacaklı sosyal güvenlik il müdürlüğü veya sosyal güvenlik merkezleri, borçlu veya mallarının bulunduğu mahalde yapılacak takipleri, o mahaldeki sosyal güvenlik il müdürlüğü veya sosyal güvenlik merkezleri vasıtasıyla yaptırabilir.
Niyabeten takiplerde borçlu tarafından talep edilmesi halinde, tecil ve taksitlendirme işlemleri, borçlunun dosyasının işlem gördüğü sosyal güvenlik il müdürlüğü veya sosyal güvenlik merkezi yerine niyabeten takibi yapan sosyal güvenlik il müdürlüğü veya sosyal güvenlik merkezi tarafından yapılabilir.
XI- DAHA ÖNCE YAPILMIŞ OLAN TECİL VE TAKSİTLENDİRMELER
Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçluların tecil ve taksitlendirme talebinde bulunduğu tarihten önceki iki takvim yılı içinde, özel kanunlardan yararlanmak amacıyla bozulmuş olanlar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre üç defa tecil ve taksitlendirme işleminin bozulmuş olması durumunda taksitlendirmeye konu borç ödenmediği sürece tecil ve taksitlendirme talepleri kabul edilmeyecektir. Buna göre, yapılacak tecil ve taksitlendirmelerin değerlendirilmesinde, borçlularca talepte bulunulan yıl ile birlikte geriye doğru iki takvim yılı içinde bozulan tecil ve taksitlendirme sayısı dikkate alınacaktır.
Örnek 10: 19.12.2008 tarihinde 40.000 TL tutarındaki işsizlik sigortası primi borcunun 16 ay süre ile tecil ve taksitlendirilmesi talebinde bulunan ÖG Ltd. Şti.’nin 01.01.2006 ila 19.12.2008 tarihleri arasında bozulan tecil ve taksitlendirme sayısına bakılmak suretiyle değerlendirme yapılacak, yapılan değerlendirme sonucunda bu süre içerisinde üç defa bozulmuş taksitlendirme işlemi var ise, bu durumda olan borçlunun 19.12.2008 tarihli tecil ve taksitlendirme talebi reddedilecektir. Diğer taraftan, tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulan tarihten önceki iki takvim yılı içinde bozulmuş olan tecil ve taksitlendirme sayılarının belirlenmesine ilişkin uygulama Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezi ve borçlu bazında yapılacaktır.
XII- TECİL VE TAKSİTLENDİRMELERDE ŞAHSİ KEFALETİN KABUL EDİLMESİ
Kuruma borcu olmasına ve bu borçlarını da tecil ve taksitlendirmek suretiyle ödemek istemelerine rağmen, bazı borçluların 6183 sayılı Kanun’un 10. maddesinde belirtilen teminatları gösterememesinden dolayı hem Kurum alacağının tahsilinin güçleştiği hem de borçluların ticari faaliyetlerini sürdürememe gibi sıkıntıyla karşı karşıya kaldıkları gözlenmektedir. Buna göre, tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçluların tecil ve taksitlendirme talep tarihine kadar Kurumca yapılmış olan mal varlığı araştırması sonucunda hacze kabil bir malının bulunmadığı veya yapılan takipler sonucunda haczolunmuş mallarının Kurum alacağının tamamını karşılar nitelikte olmadığının tespit edilmesi ve bu borçluların 6183 sayılı Kanun’un 10. maddesindeki teminatları da sağlayamamaları durumunda Kurum alacağını karşılayacak tutarda mal varlığının olduğu anlaşılan muteber bir üçüncü şahıstan noterden tasdikli şahsi kefalet senedi alınmak suretiyle tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilir.
XIII- TECİL VE TAKSİTLENDİRME TALEPLERİ UYGUN GÖRÜLMEYEN BORÇLULAR
Tecil ve taksitlendirme talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular, söz konusu borçlarını anılan yazının kendilerine tebellüğ tarihinden itibaren Kurumca 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde, borcun ödendiği tarihe kadar tecil faizi alınmak suretiyle borç tecil olunur.
XIV- ALT İŞVERENİ BULUNAN BORÇLULARIN TECİL VE TAKSİTLENDİRME TALEPLERİ
5510 sayılı Kanun’un 12. maddesinde, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denildiği, sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işverenin bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu öngörülmüştür.
Buna göre, asıl işverenin tecil ve taksitlendirme için başvuruda bulunması halinde, alt işverenin/alt işverenlerin de borcu varsa bu borçlar da dikkate alınarak tecil ve taksitlendirme işlemi yapılacaktır. Asıl işverenin borçları tecil ve taksitlendirilmemiş ise, alt işverenin kendi borcu için başvuruda bulunması halinde, bu borç asıl işverenden bağımsız olarak taksitlendirilebilecektir.
XV- SONUÇ
SGK’ya olan ödenmemiş borçların yeniden belirlenen ve yukarıda izah edilen usule göre ödenmesinde, yerel teşkilatlara geniş yetki tanınmıştır. SGK İl/Merkez Müdürleri 2 milyon TL’ye kadar olan borçlarda, borç türü bazında taksitlendirme yetkisine kavuşmuşlardır. Bu tutarı aşan borçların yapılandırılmasında ise kararı Genel Müdürlük verecektir. İşlemlerin yerelde ve daha hızlı sonuçlandırılması için İl Müdürlerine yetki verilmesi isabetli olmuştur. Burada taksitlendirme bir kural değildir. İl Müdürünün işverenin ödeme güçlüğü çektiğine kanaat getirmesi gerekmektedir. Yoksa mali durumu iyi olanlar için bu takdir hakkı kullanılamayabilecektir. Mali Müşavirlere burada iş düşmektedir. Çünkü şirketin ‘zor durumda olduğunu’ öngörülen formülle hesaplayıp Kuruma bildireceklerdir.