bilgi@ekremkilavuz.com +90 530 324 91 41

I- GİRİŞ

 

Bilindiği üzere sosyal güvenlik politikalarının hareket noktasını, sosyal risklerin (tehlikelerin) bireyler üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin önlemesi oluşturmaktadır. Bu manada doğum olayı da gerek doğum öncesinde gerek doğum sırasında gerekse doğum sonrasında olağandışı kimi giderleri beraberinde getirdiğinden sosyal riskler arasında sayılmıştır. Zira çağdaş anlamda sosyal güvenlik sistemine sahip ülkeler için bir model oluşturan ILO’nun 28 Haziran 1952 tarihli ve 102 sayılı ‘Sosyal Güvenliğin Asgari Standartları Sözleşmesi’nde de sosyal tehlikeler (riskler) sayılırken analık fizyolojik risk olarak nitelendirilmiştir.

 

Bu makalede söz konusu fizyolojik risk ile karşılaşanların korunması maksadıyla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yapılan nakdi yardımlar üzerinde durularak konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Belirtmeliyiz ki konu nakdi yardımlar ile sınırlı tutulduğundan analık sigortasından sunulan sağlık hizmetleri üzerinde durulmamıştır.

 

II- ANALIK KAVRAMI

 

5510 sayılı Kanun’un 15. maddesinin ikinci fıkrasında analık hali, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki;

 

– Sigortalı kadının veya

 

– Sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin,

 

– Kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da

 

– Gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin

 

gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri olarak tanımlanmıştır(1). Madde metninden de anlaşılacağı üzere hizmet akdine tabi çalışanlar, kendi nam ve hesabına çalışanlar ve bu statülerden emekli olanlar analık sigortası kapsamındayken 4/c’liler yani devlet memurları kapsama alınmamıştır(2). Bu nedenle 4/c kapsamındakiler analık sigortası yardımlarından faydalanamazlar.

 

Yine belirtmeliyiz ki; 506 sayılı Kanun’da 180 günden önce çocuk düşürme hali hastalık sigortası kapsamında yer almışken, 5510 sayılı Kanun’da böyle bir ayırım yapılmadığından tüm hamilelik süresince gebelik ve analıkla ilgili rahatsızlıklar analık sigortası kapsamında değerlendirilecektir. Doğum yapan kişi sigortalı kadın ise analık yardımlarından yararlanmak için analığın evlilik içi ilişkiden meydana gelmesi şartı aranmamaktadır. Diğer bir anlatımla hamilelik veya doğum evlilik dışı hatta kadının rızası dışındaki bir ilişkiden meydana gelse dahi gebe kadın analık sigortası yardımlarından yararlanabilecektir(3). Analık sigortası kapsamında sigortalılara yapılan nakdi yardımları ‘geçici iş göremezlik ödeneği’ ve ’emzirme ödeneği’ olarak sınıflandırabiliriz.  

 

III- ANALIK SİGORTASINDAN YAPILAN NAKDİ YARDIMLAR

 

A- GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ

 

Analık sigortası kapsamında geçici iş göremezlik ödeneğinden faydalanmanın ilk koşulu; 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (a) bendine göre ya da (b) bendinin 1, 2 ve 4 numaralı alt bentlerine göre veya 5. maddenin (a) ve (g) bentlerine göre sigortalı olunmasıdır. Diğer bir anlatımla hizmet akdine tabi çalışan (4/I,a), köy ve mahalle muhtarları ile ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olan (4/I,b-1) veya gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olan (4/I,b-2) veya tarımsal faaliyette bulunan (4/I,b-4), hükümlü veya tutuklu olarak ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde çalıştırılan (5/I,a) veya Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen (5/I,g) kadın sigortalılar Kanun’da aranan diğer şartları da sağladıklarında geçici iş göremezlik ödeneği alabilirler(4).

 

Sırası gelmişken belirtilmelidir ki, analık haline bağlı olarak geçici iş göremezlik ödeneği alabilecekler arasında 4. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinin 3 numaralı alt bendine göre sigortalı sayılanlara yer verilmediğinden bu statüdeki kadın sigortalılar geçici iş göremezlik ödeneği alamazlar(5). Yine belirtmeliyiz ki, geçici iş göremezlik ödeneği kendisi sigortalı olan kadının analığı halinde verilmektedir. Bu anlamda sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin analık hali nedeniyle geçici iş göremezlik ödeneği almasına imkân bulunmamaktadır.

 

Analık sigortası kapsamında geçici iş göremezlik ödeneğinden faydalanmanın diğer koşulları ise istirahatin başladığı tarihte sigortalılık niteliğinin sona ermemiş olması (rapor başlangıç tarihinden önceki 10 gün içinde prim ödenmiş olması yani ücretsiz izin alınmamış olması), doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması, bu süre içinde işyerinde çalışmamış olması ve doğum olayının gerçekleşmiş olmasıdır. Ayrıca Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı kadına analık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği ödenirken genel sağlık sigortası dâhil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması koşulu aranmaktadır.

 

Burada pirim borçlarının ödenmiş olması koşulundan anlaşılması gereken, doğumun gerçekleştiği tarihte prim borcu olmaması değil geçici iş göremezlik ödeneği ödenirken prim borcunun bulunmamasıdır. Dolayısıyla doğum yaptığı dönemde yada doğumdan sonraki istirahat süreleri bittiği dönemde sigortalı kadının prim borcu olması geçici iş göremezlik ödeneği alma hakkını düşürmeyecektir. Zira kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan hakların, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenebileceği, beş yıl içinde istenmemesi halinde düşeceği (5510/97. md.) göz önünde bulundurulduğunda prim borçlarının sonradan ödenmesi durumunda da analık haline bağlı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi talep edilebilecektir.

 

Yukarıda sıralanan koşulları sağlayan sigortalı kadınlara; doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan ‘sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde,’ ibaresi ‘sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde,’ şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre, doğum öncesi 8 (7×8=56 gün) veya çoğul gebelik halinde 10 (7×10=70 gün) haftalık istirahata ayrılan veya 3 hafta kalıncaya kadar çalışabileceğine dair rapor alan ancak daha önce erken doğum yapan kadın sigortalıya doğum yapacağı tarihten önce (erken doğum nedeniyle) kullanamadığı günler doğum sonuna ilave edilerek geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir.

 

Geçici iş göremezlik ödeneğinin kadın sigortalının çalışmadığı her gün için ödenmesi öngörülmüş olup ancak erken doğum yapılması halinde ve hekim raporuna istinaden doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde kullanılmayan izin süreleri doğum sonuna eklenerek geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Bu haller dışında Kurum çalışılan günlerde geçici iş göremezlik ödeneği ödemekle yükümlü tutulamayacağından doğuma üç hafta kalıncaya kadar işyerinde çalışmak isteyenlerin bu durumu mutlaka doktor raporuyla belgelendirmeleri gerekmektedir. Ayrıca sigortalı kadının hekim raporuna istinaden çalıştığının ve doğum öncesi izninin başlama tarihinin tespiti için düzenlenecek raporda ‘Gebelik normal/çoğul gebeliktir. Doğuma… hafta kalmıştır. Sağlık durumu,  doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışmasına uygundur.’ ifadelerine yer verilmeli ve mutlaka rapora düzenlenme tarihi ile poliklinik protokol numarası yazılmalıdır.

 

B- EMZİRME ÖDENEĞİ

 

Analık sigortasından sağlanan diğer bir hak emzirme ödeneğidir. Emzirme ödeneği; sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan (Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenip Bakan tarafından onaylanan) tarifeye göre ödenir(6). Sigortalı erkeğin sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme yardımı ödenebilmesi için, doğum tarihinde doğum yapan kadınla Medeni Kanun’a göre evlenmiş olması şartı aranmaktadır.

 

Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının; (a) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması, (b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması, şarttır (5510/16/II. md.).

 

Ayrıca emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan Kanun’un 9. maddesine göre sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere 300 gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya karısı analık sigortası haklarından yararlanacak sigortalı erkeğe, doğum tarihinden önceki 15 ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneği verilir (5510/16-Son md.).(7)

 

Örnek: İşyerinden 01.08.2007 tarihinde ayrılması nedeniyle 10.08.2007 tarihinde sigortalılık niteliğini yitiren sigortalı erkeğin karısının sigortalılık niteliğinin yitirildiği tarihten itibaren 300 gün içinde, yani 10.08.2007-05.06.2008 tarihleri arasında 09.01.2008 tarihinde doğum yapması ve doğum tarihinden önceki 15 ay içinde yani 09.10.2006-08.01.2008 tarihleri arasında en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi ödendiğinin tespit edilmesi halinde emzirme ödeneğinin ödenmesi mümkün bulunmaktadır.

 

IV- SONUÇ

 

Sosyal bir risk olarak sayılan analık hali için bu hale bağlı giderleri telafi edici mahiyette sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi ve emzirme ödeneği ödenmesi gibi nakdi sigorta yardımlarına sosyal güvenlik sistemimiz içinde yer verilmiştir. Geçici iş göremezlik ödeneğinden şirket ortakları (4/I-b/c) dışındaki kadın sigortalılar faydalanırken (4/I-a ile 4/I-b/1,2 ve 4 kapsamındakiler), emzirme ödeneği için kapsam biraz daha geniş tutularak şirket ortağı olan (sigortalı kadın yada sigortalı olmayan karısı doğum yapan sigortalı erkek) sigortalılar ve bu statülerden emekli olanlarda kapsama dahil edilmiştir. 4/I-c kapsamındakilerin diğer bir anlatımla devlet memurları hakkında kısa vadeli sigorta kolları uygulanmadığından bu kapsamdakilerin analık sigortasına bağlı nakdi yardımlardan faydalanabilmesi mümkün değildir. Son olarak belirtmeliyiz ki, sağlanan yardımlardan faydalanabilmek için belli bir süre sigortalı olma ve kısa vadeli sigorta primi ödeme koşulu arandığı gibi 4/I-b kapsamındakiler için haklı olarak (kendi primlerini kendileri ödediğinden) prim ve prime ilişkin her türlü borcun ödenmesi şartı da aranmaktadır.

 

 

 

Yazar:Erden ÇAKAR*

 

Yaklaşım / Şubat 2012 / Sayı: 230

 

 

(*)          Sosyal Güvenlik Denetmeni, Marmara Ünv., Sosyal Bilimler Enstitüsü, ÇEKO Bölümü, Doktora Öğrencisi

 

(1)         Müjdat ŞAKAR, Sosyal Sigortalar Uygulaması, Yenilenmiş 9. Baskı, Beta Yayınevi, İstanbul 2009, s. 249

 

(2)         5510 sayılı Kanun’un kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümleri 4. maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara bu kapsamda oldukları sürece uygulanmamaktadır.

 

(3)         Ömer EKMEKÇİ – A. Can TUNCAY, Sosyal Güvenlik Hukukunun Esasları, 2. Baskı, Legal Yayınevi, İstanbul 2009, s. 302,303

 

(4)         Ali GÜZEL – Ali Rıza OKUR – Nurşen CANİKLİOĞLU, Sosyal Güvenlik Hukuku, 12. Baskı,Beta Yayınevi, İstanbul 2009, s. 407

 

(5)         Bu statüde sigortalı sayılanlar; anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarıdır.

 

(6)         EKMEKÇİ – TUNCAY, age, s.305

 

(7)         Emzirme ödeneği 2011 yılı için 80 TL olarak uygulanmıştır. 2012 yılında ise Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranında artırılarak uygulanacaktır.