I- GİRİŞ
Günümüzde ülke ekonomilerinin verimlilik düzeyleri ve üretim yapıları istikrarlı bir büyümenin sağlanmasında önemli yer tutmaktadır. Bu çerçevede dünyada Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge)[1] çalışmalarına yapılan yatırımlar 1999-2009 yılları arasında yaklaşık %100’lük bir artış göstermiş, aynı eğilim ülkemizde de görülmüştür[2]. Ancak ülkemizde yapılan Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Harcamalar içindeki payı 2000-2010 yılları arasında yaklaşık iki kat artış göstererek %0,84 düzeyine çıkmasına rağmen OECD ortalaması olan %2,3’ün altında kalmıştır[3]. Gelişen ve büyüyen ülke ekonomilerinde yapılan Ar-Ge harcamalarının GSYİH içerisindeki payı sürekli artmış ve yapılan harcamalar neticesinde verilen patent sayılarında da istikrarlı bir artış olmuştur. Türkiye’de de yapılan Ar-Ge harcamalarında önemli bir artış görülmesine rağmen, verilen patent sayıları 2001 yılında 2.128 iken 2011 yılında 988’e düşerek aynı yönde istikrar sağlanamamıştır. Dolayısıyla, Ar-Ge harcamalarına yönelik veriler; yapılan harcamaların sürekli arttığını göstermesine rağmen, verilen patentlerin ve ortaya çıkan yenilik ve buluşların azalış gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Ar-Ge çalışmalarının öneminin giderek artması sebebiyle ülkemizde bu çalışmalara daha önceki yıllarda birçok vergisel teşvikler getirilmiş, son olarak 6518 sayılı Kanun’un[4] 82’nci maddesiyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu[5]’na eklenen 5/B ve 32. maddesiyle de Katma Değer Vergisi Kanunu[6]’nun 17. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen (z) bendi ile sınai mülkiyet haklarına ilişkin istisnalar getirilmiştir.
Çalışmada, getirilen yeni düzenleme ile Ar-Ge çalışmaları yapanların elde edeceği avantajlara ve bu avantajlardan yararlanabilmek için yapılması gereken hususlara yer verilmiştir.
II- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU KAPSAMINDA YAPILAN DÜZENLEME
Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen “Sınai Mülkiyet Haklarında İstisna” başlıklı düzenleme ile Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların;
a) Kiralanması neticesinde elde edilecek kazanç ve iratların,
b) Devri veya satışı durumunda elde edilecek kazanç ve iratların,
c) Türkiye’de seri üretime tabi tutularak pazarlanmaları halinde elde edilecek kazanç ve iratların,
d) Türkiye’de gerçekleştirilen üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının,
% 50’si 01.01.2015 tarihinden itibaren kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.
Ayrıca getirilen düzenleme ile buluşa yönelik hakların ihlal edilmesi neticesinde elde edilen gelirler ile buluş nedeniyle alınan sigorta veya diğer tazminatların da %50’si istisna kapsamına alınmıştır.
Söz konusu istisna uygulamasından yararlanabilmek için yapılması gerekenler 22.03.2015 tarihinde 8 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğ Taslağı hazırlanmış olup söz konusu tebliğ taslağı 21.04.2015 tarihli ve 29333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğine eklenmiştir. Tebliğe göre istisnadan yararlanabilmenin temel şartları;
a) Buluşlara ilişkin araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetlerinin Türkiye’de gerçekleştirilmesi:
Patentli veya faydalı model belgeli buluşlardan elde edilen kazanç ve iratların bu istisnaya konu edilebilmesi için söz konusu buluşlara ilişkin araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetlerinin Türkiye’de gerçekleştirilmiş olması esastır. Dolayısıyla, yurt dışında gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşlar için Türkiye’de TPE tarafından tescil edilmiş patent veya faydalı model belgesi alınmış olsa dahi istisna uygulamasından yararlanılamayacaktır.
b) Patent veya faydalı model belgesi alınması:
İstisna uygulamasına konu edilecek buluşlar için Türk Patent Enstitüsü tarafından tescil edilmiş incelemeli sistemle patent veya olumlu araştırma raporu sonucunda faydalı model belgesi alınması gerekmektedir.
c) İstisna uygulamasından yararlanacak kişilerden olunması:
İstisna uygulamasından yararlanabilecek kişilerin, 551 sayılı KHK’nın 2’nci maddesinde belirtilen nitelikleri taşıması ve bu kişilerin patentli veya faydalı model belgeli buluşu geliştirme yetkisini haiz bulunması şartıyla, patent veya faydalı model belgesinin sahibi ya da patent veya faydalı model belgesi üzerinde tekel niteliğinde özel bir ruhsata sahip olması gerekmektedir.
d) Değerleme raporu düzenlenmesi:
İstisnadan yararlanılacak ilk yıl, oluşturacağı katma değer dikkate alınarak buluşun devri veya satışı halindeki değerinin tespitine yönelik olarak Maliye Bakanlığı tarafından değerleme raporu düzenlenmesi şarttır.
Mükellefler, patentli veya faydalı model belgeli buluşlarından 01.01.2015 tarihinden itibaren elde ettikleri kazanç ve iratları için, değerleme raporunun düzenlenmesinden ve istisnadan yararlanılacak azami tutarın kati olarak tespit edilmesinden sonra, istisnadan yararlanmaya başlayabileceklerdir. Mükellefler ilgili patent veya faydalı model belgesi için sağlanan koruma süresi aşılmamak kaydıyla bu süreler içerisinde istisnadan yararlanabilirler.
Düzenleme ile yararlanılabilecek istisna tutarına da sınırlama getirilmiş olup; her bir mükellef tarafından yararlanılabilecek istisna tutarı değerleme raporunda belirtilen bedelin % 50’sini, bu madde kapsamında yararlanılabilecek toplam istisna tutarı ise değerleme raporunda belirtilen bedelin % 100’ünü aşamayacaktır. Yani ortaya çıkarılan buluşların devri veya kiralanması durumunda devralan veya kiralayan mükellef değerleme raporunda belirtilen tutarın %50’sini tek başına kullanılabilecek olup, kendinden önce buluş için istisnadan yararlanan mükellef ile birlikte toplam istisna tutarı da değerleme raporunda belirtilen tutarın %100’ünü geçemeyecektir.
İstisna uygulamasına ilişkin yararlanılabilecek istisna tutarı söz konusu Taslakta aşağıdaki örnekle açıklanmaya çalışılmıştır.
(B) A.Ş. 06.05.2013 tarihinde TPE’ye yapmış olduğu başvuruya istinaden 06.07.2015 tarihinde aldığı patente ilişkin olarak hazırladığı ön değerleme raporunda buluşun değerini 6.000.000 TL olarak öngörmüş ve 27.10.2015 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığına başvurmuştur. (B) A.Ş. söz konusu patentten doğan tüm haklarını 13.01.2016 tarihinde 5.000.000 TL’ye (C) A.Ş.’ye satmış ve 4.000.000 TL kâr elde etmiştir. 04.04.2016 tarihinde vergi müfettişi tarafından düzenlenen değerleme raporunda patentin tespit edilen değeri 5.000.000 TL’dir.
(C) A.Ş. bu patentin kullanım haklarını, 02.01.2017 tarihinde iki yıl süre ile (E) Ltd. Şti.’ne inhisari lisans sözleşmesiyle vererek 2017 hesap döneminde 1.000.000 TL, 2018 hesap döneminde ise 500.000 TL kazanç elde etmiştir.
(E) A.Ş. de söz konusu patente konu buluşu seri üretime tabi tutarak 2017 hesap döneminde 2.000.000 TL, 2018 hesap döneminde ise 1.000.000 TL kazanç elde etmiştir.
Buna göre;
Mükellef bazında yararlanılabilecek azami istisna tutarı |
= |
Buluşun değerleme raporunda tespit edilen değeri |
x |
%50 |
|
= = |
5.000.000 TL 2.500.000 TL |
x
|
%50
|
– (B) A.Ş.’nin satış kazancının yarısı (4.000.000 TL x %50) 2.000.000 TL olup bu tutar mükellef bazında yararlanılabilecek azami istisna tutarı olan 2.500.000 TL’nin altında olduğundan 2.000.000 TL’nin tamamı istisnaya konu edilebilecektir.
– (C) A.Ş. 2017 hesap dönemi için (1.000.000 TL x %50) 500.000 TL,
2018 hesap dönemi için (500.000 TL x %50) 250.000 TL tutarında istisnadan faydalanabilecektir.
– (E) A.Ş. 2017 hesap dönemi için (2.000.000 TL x %50) 1.000.000 TL,
2018 hesap dönemi için (1.000.000 TL x %50) 500.000 TL tutarında istisnadan faydalanabilecektir.
Gerek (C) A.Ş. ve gerekse (E) A.Ş.’nin istisna kapsamındaki kazançlarının tutarı, mükellef bazında yararlanılabilecek azami istisna tutarını (2.500.000 TL) aşmadığından, söz konusu kazançları üzerinden hesaplanan tutarın tamamını istisnaya konu edebilecektir.
Mükellef |
Buluştan elde edilen kazanç |
Kazanç dönemi |
Yararlanılacak istisna tutarı |
Kalan toplam istisna tutarı |
(B) A.Ş. |
4.000.000 TL |
2016 |
2.000.000 TL |
3.000.000 TL |
(C) A.Ş. |
1.000.000 TL |
2017 |
500.000 TL |
2.500.000 TL |
(E) A.Ş. |
2.000.000 TL |
2017 |
1.000.000 TL |
1.500.000 TL |
(C) A.Ş. |
500.000 TL |
2018 |
250.000 TL |
1.250.000 TL |
(E) A.Ş. |
1.000.000 TL |
2018 |
500.000 TL |
750.000 TL |
Ayrıca madde hükmüne göre istisna uygulaması, patent veya faydalı model belgesi alınan buluş dolayısıyla elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden vergi kesintisi yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Ancak, Kanunun 5/B maddesi kapsamında istisnadan yararlanılabilecek serbest meslek kazançları ile gayrimenkul sermaye iratları üzerinden yapılacak vergi kesintisi %50 indirimli olarak uygulanacaktır. Kazanç ve iratları kesinti yoluyla vergilenen ve beyanname vermesi gerekmeyen mükellefler için indirimli vergi kesintisi en fazla beş yıl süre ile uygulanacaktır. Düzenleme ile patent sahibi mükelleflerin buluşlarını kiralamaları durumunda bunlara yapılacak kira ödemeleri üzerinden yapılacak vergi kesintileri de %50 indirimli olarak uygulanacaktır.
01.01.2015 tarihinden önce alınan ve koruma süresi henüz dolmamış olan patent veya faydalı model belgelerine ilişkin buluşlardan 01.01.2015 tarihinden itibaren kalan koruma süresince elde edilen kazanç ve iratlar için istisnadan yararlanılabilecektir. Ancak, koruma süresi 01.01.2015 tarihinden önce dolmuş olan patentli veya faydalı model belgeli buluşlardan elde edilen kazanç ve iratlar için istisnadan yararlanılamayacaktır.
III- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU KAPSAMINDA YAPILAN DÜZENLEME
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen (z) bendi ile getirilen düzenlemeye göre; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/B maddesi kapsamındaki araştırma ve geliştirme, yenilik ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan patentli veya faydalı model belgeli buluşa ilişkin gayri maddi hakların kiralanması, devri veya satışı katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Ayrıca patentli veya faydalı model belgeli buluşa ilişkin alış vesikalarında gösterilen veya maliyetleri içerisinde yer alan katma değer vergisi de mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilebilecektir.
IV- AR-GE ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN DAHA ÖNCE UYGULANAN İSTİSNALAR VE YENİ UYGULAMALAR ARASINDAKİ FARKLAR
Türk vergi sisteminde Ar-Ge çalışmalarına yönelik teşvikler genellikle yapılan harcamaların vergiden istisna edilmesine veya diğer faaliyetlerden elde edilen gelirlerden indirilmesine olanak tanımaktaydı. Bu çerçevede Ar-Ge faaliyetlerine yönelik mevzuatımızdaki destek ve teşvikler şunlardır:
a) Ar-Ge İndirimi: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde düzenlenmiş olup; mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100’ü oranında hesaplanacak Ar-Ge indiriminin kurum kazancından indirilebileceği belirtilmiştir.
b) Gelir Vergisi Stopajı Teşviki: Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 75. maddesinde düzenlenmiş olup; mükelleflerin istihdam ettikleri Ar-Ge ve destek personeline, çalışmaları karşılığında ödeyecekleri ücretler üzerinden doktoralı olanlar için %90, diğerleri için %80 oranında gelir vergisi stopaj teşviki uygulayabileceklerdir. Ancak bu teşvik 31.12.2013 tarihine kadar uygulama alanı bulmuştur.
c) Sigorta Primi Desteği: Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile 26.06.2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun Geçici 2’nci maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.
d) Damga Vergisi İstisnası: 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmamaktadır.
Görüldüğü gibi Ar-Ge kapsamında yapılan teşvikler bundan önce daha çok yapılan harcamaların istisna edilmesi veya kazançtan indirilmesine yönelik iken Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/B maddesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen (z) bendi ile getirilen düzenlemelerle, Türkiye’de yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkarılan ve faydalı model belgesi veya patent ile koruma altına alınan buluşlardan elde edilen gelirler istisna kapsamına alınmıştır.
V- GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Ekonomik büyümenin dışa bağımlı olmadan sürdürülebilmesi ve bu büyüme başarısının ihracat hacmine de yansıtılabilmesi için patentli veya faydalı model belgeli buluşların sayısının arttırılması ve desteklenmesi gereklidir. Araştırma ve geliştirme çalışmalarının desteklenmesi, yazılım faaliyetlerinin arttırılması ve bunların sonucunda ortaya çıkacak buluşların makro ekonomiye katkısının artırılması için özendirici ve destekleyici vergisel teşviklere sıkça başvurulmuştur.
Bu teşviklere 01.01.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren “Sınai Mülkiyet Haklarında İstisna” başlıklı patentli veya faydalı model belgeli buluşlardan elde edilen gelirlerin kurumlar ve katma değer vergilerinden istisna edilmesine yönelik yeni bir düzenleme eklenmiştir. Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen 5/B maddesi ile Türkiye’de yapılan ve TPE’den patent veya faydalı model belgesi alınarak ortaya çıkarılan buluşlardan elde edilen gelirlerin %50’si gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Yine, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesine (z) bendi eklenmiş olup araştırma ve geliştirme, yenilik ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan patentli veya faydalı model belgeli buluşa ilişkin gayri maddi hakların kiralanması, devri veya satışı vergiden istisna edilmiştir.
Ancak şu hususu da belirtmek gerekir ki; son on yıllık süreçte, Ar-Ge harcamaları iki kat artış göstermiş olmasına rağmen, verilen patentler %100’den fazla azalış göstermiştir. Dolayısıyla, getirilen yeni düzenlemenin sorunun temeline hizmet edeceği pek düşünülemez.
Yazar: Rıdvan BATUR*
E-Yaklaşım / Haziran 2015 / Sayı: 270
* Vergi Müfettiş Yrd.
[1] Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge); insan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalar olarak tanımlanmıştır.
[2] Ayrıntılı bilgi için bkz.: Hatice ERKİLETLİOĞLU, Dünyada ve Türkiye’de Ar-Ge Faaliyetleri, Türkiye İş Bankası, Haziran 2013, https://ekonomi.isbank.com.tr/UserFiles/pdf/ar_07_2013.pdf
[3] Ayrıntılı bilgi için bkz.: Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri İstatistikleri, Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1082
[4] 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[5] 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6] 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.