3 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve Esas No:2014/144 Karar No:2015/29 sayılı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35’nci maddesinin son iki fıkrasının iptaline ilişkin kararı yayımlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi tarafından son iki fıkrası iptal edilen, 6183 sayılı Kanunun Kanuni Temsilcilerim Sorumluluğu başlıklı mükerrer 35’nci maddesi aşağıdaki gibidir.
“Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu-Mükerrer Madde-35
Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.
(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/4 md.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.
(Ek fıkra: 4/6/2008-5766/4 md.) Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz.”
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal kararının gerekçesinde aşağıdaki görüşlere yer verilmiştir.
Mükerrer 35’nci maddenin 5’nci fıkrası ile ilgili olarak;
“Kanun koyucu amme alacağını güvenceye almak bakımından sorumluluğun yaygınlaştırılması yoluna gidebileceği gibi müteselsil sorumluluk da öngörebilir. Ancak amme alacağının doğduğu veya ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilcilerin farklı kişiler olabileceği gerçeği göz önüne alındığında, kural ile getirilen düzenleme vergi ve diğer mali ödev ve sorumluluklarını zamanında ve eksiksiz olarak yerine getiren kanuni temsilcilerin, sonradan kendilerinin görevde olmadığı ve müdahale şanslarının bulunmadığı dönemde gerçekleşen bir eylemden müteselsilen sorumlu tutulmaları sonucunu doğurmaktadır. Adalet ve hakkaniyet ilkeleri karşısında, bireyin bu şekilde belirsiz ve güvencesiz bir biçimde kendi kusurundan kaynaklanmayan bir nedenle başkalarının eylem ve ihmali sonucunda oluşacak sorumluğa ortak olması adalet ve hakkaniyetle bağdaşmaz. Dolayısıyla, itiraz konusu kural hukuk devleti ilkesine aykırıdır.”
Mükerrer 35’nci maddenin 6’ncı fıkrası ile ilgili olarak ise;
“213 sayılı Kanun’un 10’ncu maddesinde, kanuni temsilcilerin sorumluluklarına ilişkin hükümlerin düzenlenmiş olması, bu Kanun kapsamındaki amme alacaklarının takibinin itiraz konusu kurala göre yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Dolayısıyla itiraz konusu kural nedeniyle, 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacakları da dahil olmak üzere tüm amme alacakları için takip yapılması mümkündür. Bu durumda her iki kanunun aynı maddi olaya uygulanabilmesi nedeniyle, iki ayrı kanuni düzenlemeden hangisinin uygulanacağı konusunda belirsizlik oluşmaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, hukuk devleti ilkesi ile başdaşmamaktadır.”
görüşlerine yer verilmiştir.
Özetle, Anayasa Mahkemesinin yukarıda değinilen kararı ile, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde, bu şahısların amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulmalarına ve kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair Vergi Usul Kanunu’nda yer alan hükümlerin, 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35’nci maddesinde düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmayacağına ilişkin hükümler iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen söz konusu hükümler, iptal kararının Resmi Gazetede yayımlandığı 3 Nisan 2015 tarihinde yürürlükten kalkmıştır.